Kral Selman bin Abdülaziz el-Suud. Bu, isminin yarısı. Ona, Suudi Arabistan Kralı demek yeterli. Trilyon dolarların üstünde oturuyor ama ciğeri beş para etmez. İnanın bu zata köpek demek hayvanlara hakaret. "Trump'un iti" deyip Anadolu'da sahibini ısıran köpeğe yapılan yakıştırmayı tekrarlayayım. Yoksa köpek "sadakat" sembolüdür.
Abdülaziz el-Suud, ABD'nin uşaklığına soyunanlar arasında liste başı. CIA'dan koruma garantisi karşılığı Washington'un tüm emirlerini yerine getiriyor. Savaş uçaklarından füzelere kadar alacağı savaş gücüne ödeyeceği para 130 milyar dolar. Nasılsa, su kuyusu açmaya kalkılsa petrol fışkıran bir ülke. Bunun vanasının başına ABD başkanı geçti. Bu işleri de artık Türkiye'nin altını oymakla görevli McGurk yönetiyor. Yılın ya da ayın haracını belirleyen bu adamın kartvizitinde "DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi" yazıyor ya, işin gerçeği bu. Şimdiki amaçları SDG/YPG'ye mali destek sağlamak. Yardım konusunda Birleşik Arap Emirlikleri dâhil -Katar hariç- bütün Körfez ülkelerini soyabilirsiniz. Hepsi de efendileri ne emrediyorsa onu yapıyorlar. Meşhur, "tak-şak" örneğindeki gibi. Hiçbirinin aklına Arakan Müslümanları başta, açlara yardım etmek gelmiyor.
Nasıl dindarlık
Dinine bağlılık milletleri ayakta tutan önemli unsurlardandır. Peygamberimiz, "Komşusu aç yatarken kendisi tok olan bizden değildir" diyerek noktayı koymuştur. Bunu yapan ülkelerin başında ise Türkiye geliyor. Bu millet elindeki avucundaki 3-5 kuruşu dahi muhtaç Müslüman'a vermekten çekinmez.
Suudiler yıllar yılı kurbanları çölde kesip kuma gömdüler. Dünyadaki tepkiler büyüyünce sırf göz boyamak için birkaç soğuk hava deposu inşa ettiler. Bugün de aynı israfı sürdürüyorlar.
Bizim Kızılayımız, kurbanların israf edilmemesi için "kavurma yapma" işini başlattı. Eski başkanlardan Tekin Küçükali'ye bu vesileyle selam ve sevgilerimizi yolluyoruz. Çünkü bu işin tasarlayıcılarının başında o vardı. O kutular bugün Filistin'den Somali'ye pek çok yerde dağıtılıyorsa Küçükali'nin yaktığı meşale sayesindedir.