Değer ölçülerimiz sadece bilgi yarışmalarıyla belirlenemez. Arada eğlence ve gülmeye dayalı programlara da dikkat etmeliyiz. Ekran klasiği hâline gelen Çarkıfelek bile, "aykü testi" olabiliyor.
Mehmet Ali Erbil'in dönemini herkes hatırlar. Bu sunucu şimdilerde adı sanı duyulmamış şarkıcılara kürtaj yaptırmakla vitrine çıkıyor. Aynı M. Ali'yi daha sonra Kıbrıs kumarhanelerinde tekerlekli sandalyede görüyoruz. Demek ki, hâlâ bir tarafları çalışıyor. Onun için önemli olan kumar tutkusu. Size bir şey söyleyeyim mi, Erbil'in artık karar verme zamanı geldi. Neye mi? Kendini dine vermeye. Önce namaza başlamalı. Ardından Umre'ye gitmeli.
Peki bunları yaptığı zaman birikmiş kabahatlerini temizleyebilir mi? Tabii ki Allah'ın takdiridir. Yine de ukalalığımı yapayım; "Sırat Köprüsü'ne adım attığı an kendini aşağıda bulacaktır".
"Affetmem asla seni"
En popüler zamanında menajeri Stelyo Pipis'le ilgili bir yazımdan dolayı verdiği gazı unutmam mümkün değil. En züğürt zamanımda ve ayrıca paranın para olduğu dönemde her ay ödediğim miktarları son nefesime kadar hatırlayacağım.
Rahmetli Vehbi Dinçcan'ın söylediğine göre; "Mali burnumu sürtmüş". M. Ali'ye o zaman öyle bir ah ettim ki, bir daha iflah etmedi. Hastanelere abone oldu. İnanır ya da inanmaz ama "benden helallik almadan" işleri asla düzelmeyecektir. Hoş bir espriyi bu hâle getirmek ancak ona uygun bir durumdu. Ahımı alan bir kişinin düze çıkmasının mümkün olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.