Yazıya "Tercüman yıllarındayız" diye başlamamı normal karşılayın. Çünkü gazetecilik hayatımın çeyrek asrı bu bünyede geçti. Bugün de yıllar öncesine gideceğim.
Geleneksel sabah toplantılarından birindeyiz. Her bölümün sorumluları alanlarındaki haber listesini okuyordu. Sıra dış haberlere yani Zafer Atay'a geldi. "Naum Şalamanov adlı Bulgar halterci Avustralya'ya iltica etti!" demesiyle dikkat kesildim. Anında müdahale ettim; "Mutlaka bize gelir." Atay da, "Buraya niye gelsin, ABD'ye gider." diyerek karşı çıktı. Israrcı oldum: "Adam Türk, kafasındaki ülke anavatanıdır." Olaylar çok çabuk gelişti. Başbakan Turgut Özal talimat verdi ve MİT'i de devreye soktu. Casus romanlarını aratmayacak hayli maceralarla Naim Türkiye'ye getirildi. Hatta Özal'ın uçağı dahi kullanıldı. Bu bir kaç aşamalı operasyonda gazete olarak başarılıydık, öncelik aldık. Merhum Ali Gümüş haberciliğin şahikasına ulaştı.
Sıra Bulgarların direncini kırmaya geldi. Uzun pazarlıklar sonucu Sofya'dakiler, Türkiye adına müsabalakalara girme iznini verdi. Üç milyon dolar isteyerek başladılar, bir milyon dolara razı oldular. Aslında başka çareleri yoktu. Naim Süleymanoğlu Bulgaristan'a dönmeme kararını çoktan almıştı. Bu para ödenirken bizim şartlarımızdan biri de Naim'in ailesinin göçüne izin verilmesiydi.
Bundan sonraki gelişmeleri bilmeyen yok. Türk spor tarihinde güreşten sonra ilk altın madalyaları halterde elde ettik. Naim 2 olimpiyatta daha kürsünün en tepesine çıktı. Avrupa ve dünya şampiyonluklarında rekor üstüne rekor kırdı. Spor tarihinde hiç kimsenin beceremediği bir işi de becerdi: "Kendi kilosunun 3 katını kaldırdı."
Yine pek az faniye nasip olarak ünlü TIME dergisine kapak yapıldı. Hem de şu başlıkla: "Cep Herkülü."
Naim Süleymanoğlu'nu genç sayılacak yaşta kaybettik. Ölümünün üzerinden bir yıl geçti. Sanki sevinçten ağlattığı günler dün gibi. Temennim onun ektiği tohumlar, bazılarının bulaştırdığı doping musibetinden bir daha etkilenmez. Türk halter takımı boykotla cezalandırılmaz. "Küçük Dev Adam"ı rahmetle anıyoruz. Nurlar içinde yatsın. Bakalım onun gibi şampiyonu ne zaman göreceğiz?..