42 gazeteciye gözaltı kararını duyunca tek kişiye odaklandım; Nazlı Ilıcak. Aynı yayın grubundaki çalışmalardan başlayıp bugünlere gelişi hatırladım. Kemal Ilıcak'la yaptığı evlilikle başlattığı "zirve yürüyüşü"nü nasıl unuturum. Mükerrem Sarol'un emanet binasında başlayan "Ansiklopedik Bilgiler"i kısa sürede ülkeyi yönetenlere akıl verme yazılarına dönüştürdü. Nazlı Hanım'ın genlerindeki "her şeyi ben bilirim havası" başına olmadık işler açtı. Takımından olmayan kimseleri her zaman dışladı. Faydasız stratejilerinin zararını daima eşi Kemal Ilıcak ve oğlu Mehmet Ali Ilıcak çekti.İlk büyük kapışmaBünyelerindeki şirketlerden İSOTAŞ'ın genel müdürlüğünü yapan Turgut Özal'a başbakanlığı döneminde gereksiz bayrak açtı. Tercüman'ın yanına Bulvar'ı ekleyişi için "sonun başlangıcı" diyebilirim. Her birinin maliyeti 60 lira olan ansiklopediler Bulvar gazetesi alan herkese bedava dağıtıldı. Promosyonda bir yanlış numara yüzünden elinde gazeteyle gelen herkese müthiş paralar ödendi. Böylesi hatalar oldukça Nazlı Hanım hep aynı temadaydı; "Bulvar 600 bin net satıyor". Oluşan sıkıntı iki bankadan alınan krediyle kapatılmaya uğraşıldı. Hesapsız kitapsız gidişi durdurmak uğruna bazı şirketler satıldı. Oysa sadece yalı elden çıkarılsa düzlüğe çıkılırdı. Bu arada Nazlı Ilıcak'ın Semra Özal'la uğraşmalarının ardı arkası kesilmedi. Araya hatırlı isimler girdi ve Tercüman'a Genel Yayın Müdürü olarak bizzat Turgut Özal tarafından Altemur Kılıç atandı. Bu barış da kısa sürdü. Bir sabah baktık Bulvar'ın manşetinde yine Semra Özal'a ait uydurma bir haber vardı.Kaynak: Nazlı Hanım'ın marmelatları - Burhan AYERİ