TV'lerin ana tartışma konusu bölücü terör. Konuşmacıların büyük bölümü meşrebine göre hareket ediyor. Adam gazeteci kartvizitli, kullandığı cümleye bakın; "Özerklik, federasyon laflarının artık toplumda karşılığı var". Neyi imâ etmekte? Üstüne üstlük bu zatın milletvekilliği adaylığı da vardı. Hem de Mehmet Ağar'ın partisinden. Hangi ilden derseniz, Selahattin Demirtaş'ın hemşehrisi.
...
İş bölünmenin ilk adımına gelince İspanya hatırlanıyor. Kıyaslamaları hazır. 1960'tan bu yana İspanya'da toplam terör kurbanı sayısı 862. Bizim son yılda verdiğimiz şehitler ve hayatını kaybeden sade vatandaşın toplamı bin. Total can kaybı 8 bin. Kimse bunun ana nedenini söylemiyor. Biz yardımcı olalım. Öncelik ABD'de olmak üzere hiçbir Batılı ülke İspanya'nın parçalanmasından yana değil. Sıra Türkiye'ye gelince "parmaktan başlayıp, kol ve başa kadar" gidiliyor. "Ver, ver" diye koro halinde bağırışıyorlar. Son dönemde o kadar ileri gittiler ki AB yetkilisi "HDP'lileri içeri tıkarsanız vizesiz dolaşımı rüyanızda görürsünüz" diye tehdit edebiliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın "gey kulüp üyesi" -tesadüfen tanıştım- sözcüsü "PYD-YPG terör örgütü değil" diye meydan okuyor. Eminim mikrofonlardan uzaklaşınca "hepsi hoş çocuklar"ı ilave etmiştir. Hedef belli; Sevr'i hayata geçirmek. Bunlar dost değil. Moskova, Tahran, niyetleri de farksız. "Kapalı Kapılar Ardında Washington"un yerel uygulamalarını izliyoruz.
Sadede gelelim