Ali Erbaş'ı yıllar önce tanıdım. Tanıdım dedimse, takım elbiseli ve kravatlı bir görüntüsü vardı. Hani sahama girdi ve bir süre sonra uzaklaştı. Seneler sonra haberlerde fark ettim; "Yalova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Erbaş Diyanet İşleri Başkanlığı'na getirildi."
Önceleri fazla önemsemedim. Bazı icraatlarıyla, daha doğrusu Cuma hutbeleriyle rengini ortaya koymaya başladı. Adına "Atatürk karşıtlığı" demeyeceğim ama, "Gazi Mustafa Kemal karartmacılığı" diyeceğim uygulamalarıyla işin dozunu artırdı. Erbaş, 30 Ağustos'a rastlayan hutbelerde bile Atatürk'ten bahsettirmiyor. Tepki gösterenlerle dalga geçer gibi. "İmam bildiğini okuyor" lafı sanki onun için.
Sorular
Başkan bu cesareti kimden almakta? Türkiye'de bu kadar bilgili alim varken nasıl bulundu ve bu makama getirildi. Şuna inanıyorum ki hemen her dalda böylesi isimleri bulup çıkartmakla görevli bir ekip mevcut.
Yıllardır Atatürk'e Gazi demekte ısrar edenlerin yarattığı bir ortamda olduğumuz kesin. Aslında bu takım da son dönem "öpe öpe", Atatürk demeye başladılar ya...
İyi bakın