Gece Görüşü tiryakilik yapan programlardan oldu. Hande Fırat, önce ekipteki sayıyı dörde indirip, akıllı davrandı. "Fikir dalaşı" olsa da, kendi aralarında kalıyor. Örneğin Gürkan Hacır, "Nevzat Çiçek'in söylediklerine katılmıyorum" diyor. Muhatabından gelen cevap şu kadarla sınırlı kalıyor; "Hepsine mi?" Sonra yeni ve özel bilgilerle devam ediliyor.
Bu hafta en ilginç sözleri Nevzat Çiçek ortaya attı; "Pakistan, İran sınırına 200 bin kişilik askeri birlik yığdı". Doğrusu, Suudi Arabistan silahlı kuvvetlerinin en önemli biriminin komutasının bir Pakistanlı generale verildiğini duymuştum. Ancak, iki ülkenin İran'a karşı bu kadar eylem birliği içine gireceğini sanmıyordum.
Anlaşılan, Pakistan'a yardımları kesen ABD'nin boşluğunu, artık Suudiler kapatıyor. Dileriz, bu gerginliğin boyutu daha ileri gitmez. Yoksa işin ucu gelir bize de dayanır.
Akılda kalanlar
"Vurdu, vuracak" tartışmaları devam ederken göz ve kulaklar Suriye'de. Durumun bu hale gelmesinin nedenlerini Prof. Dr. Mithat Baydur'dan dinledik. Rusya'nın, Ukrayna'nın bir bölümünü işgali ve Kırım'ı ilhakıyla başlayan saldırgan yapısıyla söze girdi. Sadece "fırsat bulsa, Baltık devletçiklerini de yutar" demedi. Oradan Suriye'ye uzandı. Bugünkü durumu net şekilde ortaya koydu. Sonunda uyarıyı çaktı; "Türkiye, yol ayrımına girebilir. Amerika, İncirlik, Konya ve Malatya'yı kullanmak isteyecektir".
NTV'deki konuşmalardan birkaç not daha düşmek istiyorum. SETA'cı Burhanettin Duran'ın iddiası farklıydı; "Gelişmeler Türkiye'nin elini güçlendiriyor". Emekli Büyükelçi Oğuz Çelikkol ise tam benim kafamdaydı; "ABD'ye güvenmek mümkün değil". Örnek olarak PYD'yi sahiplenmesini gösterdi. Buna FETÖ'yü de ekleyebilirdi.