Tartışma programlarında ilgi çekenler "araştırmacı kimliği" taşıyanlar. 20 milyonluk kentte 400 kişiyle konuşanlar da merakla izleniyor. Kimse çıkıp da "Bu ne biçim anket?" diye sormuyor. Esas tuhaf olan hakkettiklerinden fazla saygı görmeleri. Spor sayfasında Allah'ın günü puan listesine bakılan bir ülkede yaşamanın verdiği özellik bu olsa gerek.
Bu işleri yapıp, para kazananların içinde "yanlı olanlar" baş tacı. Aralarında Pinokyo'nun versiyonları da var. Milyonların gözünün içine baka baka "yalan söylüyorlar". Yetmiyor, "nabzı tutuyoruz" sallamalarıyla esas görevlerini yerine getiriyorlar; "kamuoyu oluşturmak".
Türkiye'nin Gündemi'ndeki araştırmacılardan İhsan Aktaş'ı nerede bırakıyorsak, hep orada buluyoruz. Mübarek saray ağzı. Ak Parti+MHP+BBP ittifakını alkışlıyor. Yetmiyor Saadet Partisi'ni buna dahil etme çabası sürdürüyor. Sıra CHP ve HDP bloklarına gelince yüzü ekşiyor. Hakan Bayrakçı'nın tezini sevmediğini açıkça beyan ediyor.
Bayrakçı ise olası yeni ittifakları ortaya atarken, bir muhalefet şerhi koydu; "Asla bir araya gelmeyecek partiler CHP ile HDP'dir". Kendisine aynen katılıyorum. Böylesi kurgu "Ana Muhalefet'i baraj altında bırakır". İktidarın gaz vermeleri de tamamen buna yönelik. Alttan alta bu konuyu işliyorlar.
Dar Bölge
Bu aralar seçim sisteminde birtakım yenilikler konuşuluyor. Israrla ısıtanın İhsan Aktaş olması ilginç değil mi? Acaba Erdoğan'ın benzetmesiyle "çelik-çomak" gösterisi mi? Gündeme sokmaya çalışan ismi görünce, doğal olarak şüpheleniyoruz. Tam bu noktada büyük şehir seçmenlerine sesleniyorum; "oy verdiğiniz partinin milletvekillerini tanıyor musunuz?" Hele İstanbul. Tamamını bilene TBMM'de dinleyici localarından abonman hediye!