Önümüzde "pastırma yazı" var. Arkası zemheri.
Asırlar boyunca tutulan kayıtlara göre en sert kış 1620 yılında yaşandı. Tarihçilere göre İstanbul ve çevresine yağan kar bir dakika bile durmadı. Bizans döneminde de şehir buz sarkıtlarıyla donanmıştı. Ancak 1620 senesinin kışı en ağır geçeniydi.
Hiç hız kesmeyen karlar sonucu denizler donmuş, İstanbul'un dünyayla irtibatı kopmuştu. Eski kayıtlara göre, şehre odun ve kömür dahi gelememişti. Özellikle Yalova, Mihaliç, Şile, Kandıra, Biga, Ayancık ve diğer yörelerdeki ormanlarda ne kesim ne nakil mümkün olabilmişti.
Bu şartlarda odun-kömür fiyatları da çok yükselmişti. Ne kadar mı? İki akçe. Hani dönemin şartlarını hatırlayınca bu da hatırı sayılır meblağdı.
Çok eskilere gitmeye gerek yok. Daha yakın döneme göz atınca Reşat Nuri Güntekin'in anıları yeterli. Çalıkuşu'nun yazarının asıl mesleği Maarif Müfettişliği idi.
Hiç ısınamadı