Önce uzun konuşmalarına son verdi. Önemsemedik. Ne zaman ki Avrupa Birliği heyetiyle görüşmedi, dikkatimi çekti. Neden böyle önemli teması B Takımı'na havale etmişti? Yüz yüze yerine telefonla konuştu. Anlayacağınız CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'la pazarlığını Devlet Bahçeli'de göremedik. Aklıma iki ihtimal geldi. İlki "Ak Parti'ye tam anlamıyla teslimiyet içinde". İkinci olasılık MHP Genel Başkanı'nda güçsüzlük ve yılgınlık arttı. Geçirdiği kalp ameliyatı sonrası rahatsızlığı devam etmekte. Buna, zamanını parti içi muhalefeti tasfiyeye ayırmasını neden gösterenler var. Yapılan araştırmaların "MHP'deki ağır kan kaybının saklanamaz hale gelişinin verdiği" moral bozucu etkenlerden. Halen Genel Merkez'de görevli bir arkadaşıma göre durum endişe verici boyutlarda. Bahçeli uzun sürecek tartışmalardan bu yüzden kaçıyor. Durumun ne zaman düzeleceği ise belli değil. Sizce böylesi bir "misyon partisi" daha ne kadar süre bu şekilde yönetilebilir?
Artık hatasını gizlemiyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika'daki konuşmalarını bir tarafa kaydettik. ABD Başkan Yardımcısı Biden'a "Kobani'ye silah indirdiniz. PYD ve DAEŞ paylaştı. Yetmedi iki uçak dolusu daha yolladınız." demesi güzeldi.
"Fetullah'a bina ve arsa dahil her türlü imkanı sağladık" demesi ise suçun ikrarı idi. Bülent Arınç, Melih Gökçek için "Ankara'yı bunlara parsel parsel sattı" derken kızıp saldıranlar şimdi ne yapacak? İstanbul'da da aynı "servis" yapılmadı mı? Ayamama Deresi'nin etrafına Himmetten elde ettikleriyle "Hizmet yurtları" için imkan tanıyandan hesap sorulmayacak mı? Öbür tarafta, çocuğu malum okullarda okuyan garibanları kulaklarından tutup sokağa attılar. Aralarında cezaevine sokulanlar bile var. Bu gerçekler ortadayken üstelik hukuk diplomalı gazeteciler kanal kanal dolaşıp savunma yapıyorlar. Bunlar artık susmalı. Kendi kendilerine ekran yasağı koymalılar.