Sandık yaklaştıkça, ittifaklar konusu hız kazandı. Baştan beri öne çıkan Ak Parti-MHP ortaklığında son rötuşlara gelindi. Belli ki, Devlet Bahçeli'nin izafiyet teorisini hatırlatan formülü resmiyet kazanmakta. Hani Nasreddin Hoca'nın leyleği kuşa çevirmesini andırıyor olsa bile.
MHP Genel Başkanı'nın bazı kuruluşlardaki Türkiye ibarelerini kaldırma arzusuna ise ağzımız açık kaldı. Erdoğan'ın da canına minnet. Türk Tabipleri Birliği'nin yanına Türkiye Barolar Birliği eklendi. Böylece Metin Feyzioğlu'ndan yıllar önceki adli yıl açılışının intikamını alacak. Okullardan Andımız'ı kaldıran kimdi? Hatta, Türkçülere ağır ithamlarda bulunan ne çabuk unutuldu. O ağır sözleri sindiremeyenlerden biriyim.
Bankalar ve hükümet konaklarındaki T.C.'leri, söküp atan rahmetli babam mıydı? Erdoğan'ın benzetmesiyle "yavru muhalefet"in geldiği noktaya bakın. Doğrusu üzülmemek elde değil. Yavrunun Başı bugünlerde Afrin Fatihliğine soyunmakta. Hatta "Ben de savaşa giderim" diyor. Her halde bu sözler de "Millî Mutabakat"a dahil.