Batı dünyasında siyaset ile mizah iç içedir. Bunlarda bir politikacı rakiplerini iğnelemek için hicivleri kullanır. Biz de uzun yıllar bu yolu izledik. Son senelerde ise mizahın yerini öfke ve kavga aldı. Münakaşa ve hakaretlerin ardı arkası kesilmez hâle geldi. Kişisel olarak, siyaseti hoşgörüyü geliştirecek en önemli unsur olarak görüyorum. Bugün "siyasi yasakları yakalamışken" esprilerden oluşan tamamı gerçek bir demet sunacağım.
Kaynak ararken hiç zorlanmadığımı ifade etmeliyim. En fazla da bir öğretmenden Fahri Yakar'ın yazdıklarından faydalandığımı da söylemeliyim.
Önce bir hatırlatma ile başlayacağım. Siyasi espri denince Türkiye'de birkaç isim öncelik alır. Osman Bölükbaşı ve Süleyman Demirel ile Erdal İnönü.
Merhum Bölükbaşı, mitinglerini tıklım tıklım dolduran kalabalıklara daima sitem etmiştir. "Beni dinleyip, bol bol alkışlıyor, sıra oy vermeye gelince hep başkasını tercih ediyorsunuz!" kinayesi unutulmazlar arasındadır.
Demirel'den
Merhum Süleyman Demirel'in güçlü bir zekâsı vardı. Hemen her konuyla ilgili istatistiki bilgiler verirdi. Dillere destan hafızasıyla yurdun dört bir tarafında ne olsa bilirdi.