Burhan Ayeri Yeniçağ Gazetesi

"Şimdi o İstanbul'da yaşamak varmış..."

Geçenlerde Halk TV'de "Görkemli Hatıralar"da Serhan Asker'e konuk olan Mario Levi'nin İstanbul hakkında anlattıklarını dinliyordum. Levi, 500 yıllık İstanbullu bir ailenin üyesi. İstanbul'la ilgili birbirinden değerli...

11 Ekim 2020 | 198 okunma

Geçenlerde Halk TV'de "Görkemli Hatıralar"da Serhan Asker'e konuk olan Mario Levi'nin İstanbul hakkında anlattıklarını dinliyordum. Levi, 500 yıllık İstanbullu bir ailenin üyesi. İstanbul'la ilgili birbirinden değerli çalışmaları ve kitapları var. Hemen belirteyim, izlediğim bir tekrar yapımıydı. Daha önce izleme fırsatı bulamadığım bu bölümü ekranda görünce takılıp kaldım. İstanbul'u gerçekten sevenlere Levi'nin bütün kitaplarını okumalarını tavsiye ederim. Eminim, yaşadıkları İstanbul'dan çok farklı bir İstanbul'u onun kitaplarının sayfalarında bulacak ve "Keşke biz de o İstanbul'da yaşasaydık" diyerek bu kadim şehrin geçmiş mukimlerine gıpta edeceklerdir.

Maraş'ın hatırlattığı

KKTC, yönetimi 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan bu yana Türk askerinin kontrolu altında kapalı bulunan Gazimagosa'daki Maraş bölgesinin kıyılarını sivil halkın ziyaretine açtı. 46 yıl sonra atılan bu adımın hangi saikle atıldığı tartışılırken Maraş konusu yeniden gündem oldu. Ellerinde bayraklarla Maraş kıyılarına giden soydaşlarımızı televizyondan izlerken "Kıbrıs Fatihi" sıfatlı kahraman arkadaşım, emekli yüzbaşı rahmetli Muzaffer Tekin'i hatırladım. Kendisi "Ergenekon" adı verilen kumpasla içeri atılıp kanser olmuştu. Silivri Cezaevi'nden çıkışında İstanbul Üniversitesi Onkoloji Servisi'ne yatırılmadan önce o halde bile beni ziyarete gelmişti. Ben de o sıralar ağır bir ameliyattan çıkmıştım. Onun başına gelenlere üzüntülerimi dile getirince o da sözlerinde değişiklik yaptığı bir Kıbrıs türküsü ile beni teselli etmeye çalışıp, "Magusa limanı, limandır / Beni hapse atanlarda yoktur din iman" dizeleriyle karşılık vermişti. Allah rahmetini artırsın...

Sahte içki dehşeti

Son günlerde "sahte içki" haberlerinde gözle görünür bir artış var. "Kırıkkale'de sahte alkolden zehirlenen 7 kişi hayatını kaybetti. İzmir'de de sahte alkol kullanan ve hastaneye kaldırılan 9 kişiden 7'sinin hayati tehlikesi sürüyor." haberi dünkü gazetemizin 3. sayfa manşetiydi. Sahte içki vakalarındaki bu artış, içki fiyatlarının pahalanmasından mı, yoksa gerekli denetimlerin yeteri derecede yapılmamasından mı? Toplumsal bir kaygı oluşturduğu için her iki durum da  ilgililerce mercek altına alınmalı diye düşünüyorum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İzin 20 Kasım 2020 | 201 Okunma Bağırmayın!.. 19 Kasım 2020 | 354 Okunma Harekatlar 18 Kasım 2020 | 283 Okunma Ayak topu "bizim dünyamız" 17 Kasım 2020 | 143 Okunma Söylemler/çelişkiler 16 Kasım 2020 | 180 Okunma