Adına "açılım" ismini verdikleri oy toplama kampanyası yeniden alevlendi. Türk Eğitim-Sen'in başvurusu üzerine, yasak kaldırıldı. Okullarda artık "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözü tekrar serbest. 8 Ekim 2013'ten beri sürdürülen birilerine "sempatik görünme çabası" bana göre sona ermiş oldu. Bir yerde "bize oy verin gel gel"i hitama erdi.
Acaba bu teşhis doğru mu? Ak Parti cenahından gelen itirazlar ortada. Bir hukukçu olan Abdulhamit Gül'ün çıkışına ne diyeceksiniz? Bakan, Danıştay 8. Dairesi'nin aldığı kararı tanımadıklarını ilan etti. İşte bu çıkışa itiraz ediyorum. Tanımıyorum dediği makam Şûrayı Devlet.
Osmanlı'dan bu yana en önemli iki denetim organizasyonundan biri. Hatta birincisi. Bu müesseseyi bırakın savunmayı reddeden bir zihniyet sadece okullarda "Andımız"ı men etmekle mi kaldı. Resmî kurumlardaki "Türkiye Cumhuriyeti" tabelalarını kaldırmadı mı? Kimi belediyelerdekiler üç ayrı dilde yazdırmadı mı?
Karamanoğlu Mehmet Bey'i kemiklerini sızlatmadı mı?
Yardakçılar
Bunların bir de entel-dantel geçinen yardakçıları var. Onlar da üzerine basa basa Türkiye kelimesini devre dışı bıraktılar. Kullandıkları hep Türkiyeli. Kim mi bunlar? Görüntülüsü öncelikle tamamı medyada baş tacı. Kimi niyet bozukluğundan, kimi modaya uymak için hepsi Türkiyeli kesildi.