Yaşar Usluer'e zaman zaman da olsa yer vermek vacip oldu. Çünkü geçmişle günümüzü bağlamakta tam bir uzman. Unutturulmaya çalışılanları kafalara çakıyor:
"Saygıdeğer Burhan abi,
14 Ocak'ta yine köşenizde yer verdiğiniz için gönülden teşekkür ederim. Anılarınızı kaleme almakta yardımcı olabiliyorsam ne mutlu bana. Hele bunları kitap haline getirebilirseniz, tarihe not düşmekten ziyade, eser bırakmış olursunuz. Zaten sizin gibi hazinesi cevher dolu bir gazeteci/yazarın kitabı olmaması büyük eksiklik.
Victor Hugo, 'Öldükten sonra yaşamak istiyorsanız; ya okumaya değer şeyler yazın ya da yazılmaya değer şeyler yaşayın' demiş. Benzer söz Benjamin Franklin'in; 'Öldükten sonra da hatırlanmak isterseniz, ya okunmaya değer şeyler yazın, ya da yazılmaya değer şeyler yaşayın'. Hangisi gerçek, hangisi kopya bilmiyorum ama bana 'ölüm/ölmek' sözleri soğuk geldiği için bunu 'Hakk'a yürüdükten sonra anılmak istiyorsanız, ya okunmaya değer şeyler yazın, ya da anılmaya değer bir şeyler yapın' diye kullanıyorum. Ata sözleri olsun, özlü sözler olsun zamanla erozyona uğrayabiliyor.
2016'nın Ramazan ayında, Mersin'de bir inşaat firması 'Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olmayın. Al-i İmran Suresi 66. Ayet -Hayırlı Ramazanlar-' diye ilan panolarına yazmıştı. Oysa Al-i İmran suresinin 66. ayeti şöyle; 'Siz ki, bir parça bilginiz olan konuda tartışınız diyelim; hiç bir bilginiz olmayan şey hakkında nasıl oluyor da tartışmaya giriyorsunuz? Her şeyi Allah bilir, siz bilmezsiniz'.
Konseri iptal eden