31 Ocak 1968, Türkiye Radyolarının ismine ilave yapıldığı gündü. Televizyonun T'sinin portföye dahil edilişinin yıl dönümünde, kurumun ekranlarında kırmızı bir kurdeleye tanık olduk.
Yıllar öncesine dönecek olursak yayın haftada üç gündü ve belirli saatler içinde gerçekleşiyordu. Adım adım hamlelerle bugünlere gelindi. Böylece, İstanbul Teknik Üniversitesi "Radyo Televizyon Bölümü"nün başlattığı çalışmalar ilk kez devlet tekeline alındı.
Turgut Özal'ın başbakanlığı dönemini modern yayıncılığa başlangıç olarak kabul edebiliriz. Hatta yıllar yılı değiştirilemeyen Radyo-Telsiz Kanununda değişiklikler yapıldı.
İlk aylarda sadece yurt dışından aktarma yayınların izlenmesi zor ve maliyeti yüksekti. Kendine has küçük bir sanayi yarattı demek mümkündü. Çatılara motorlu antenler yerleştirildi. Parası olmayan ise eski tabak-çanakları kullanarak görüntü kalitesini yükseltmeye çalıştılar. "Benimki net değil" diyenlere "kalaysız" denerek akıl verildi.
Ege'de yaşayanlar, Yunan televizyonlarının peşine düştü. Karadeniz'de ikamet edenler Sovyet kanallarını seyretmeye çalıştılar.
Torpil