Eğitim kurumları aynı dertleri taşıyor. Ana okulundan üniversiteye kadar sorunlar benzeşmekte. Onun müfredatı, bunun planlaması devreye sokulsa da sonuçları ortada.
Önce Yeniçağ'da fotoğraflı bir haber dikkatimi çekti. Bitlis-Tatvan'a bağlı Yocabaşı Köyü Ortaokulu'nun 11 öğrencisi hayatlarında ilk defa uçağa binip Ankara'ya uçtular. Bu öğrencilerin hayaliydi. Sosyal Bilgiler öğretmeni Mihraç Kulu bunu gerçekleştiren isim oldu. Diğer ilginç yanı öğrencilere karnelerin havada dağıtılmasıydı. 11 bin 600 metre yukarıda yapılan icraat bayram sevinci yaşattı. Öğretmen Kulu ve ona yardımcı olan yetkilileri tebrik ediyorum. Yoncabaşı Onbiri -futbol takımı gibi- kesinlikle ileride mucizelere imza atacak. Bu tip motivasyonlar her zaman olumlu sonuç vermiştir.
Gelelim madalyonun öbür yüzüne. Bunun için tek bir programdan örnekler yeterli. "Kim Milyoner Olmak İster"de Türkiye'deki eğitimin iki ayrı örneğini gözlemledim. Kız, Koç Üniversitesi mezunu. Hedefini söylerken, oldukça iddialıydı. "Leblebi-çekirdek" soruları dahi bilemedi. "Kazandığı para" hanesine SIFIR yazıldı. Yine bir bayan yarışmacı Jetgiller adlı çizgi çocuk filminin müziğini bildi. Hatta söyledi. Sıkı durun ve bilemediği soruya bakın; "Kendi Gök Kubbemiz" ve "Aziz İstanbul"un yazarı kim? Herkes Yahya Kemal Beyatlı'yı beklerken cevabı "Cahit Sıtkı Tarancı" idi.