Bugünlere gelene kadar Devlet Erkânı korumasında epey isim tanıdık. Hatırlarda kalan ilk önemli isim Şükrü Çukurlu idi. Yıllar yılı Süleyman Demirel'in yanında çalıştı. Uluslararası şöhretini, Baba'nın bir konuşması sırasında kazandı.
Hatırlayanlar çıkacaktır. Demirel konuşmasını bitirip kürsüden inerken ayağı takılmıştı. Tam platformdan aşağı düşerken Çukurlu kendini onun önüne attı. Merhum da onun vücudunun üstüne düştü. Olası kırılmalardan böylece kurtulmuş oldu. Hareketin görüntüleri tüm dünya televizyonlarında yayımlandı. Hâlâ Las Vegas'taki dünyanın en önemli "Yakın Koruma Kursu"nda örnek olarak gösterilmektedir. Adını da "Çukurlu Düşüşü" olarak koydular.
Bu girişe neden gerek gördüğüme gelince, anlatayım. Son yıllarda Erdoğan'ın yanında uzun boylu biri ilgimi çekiyordu. Fransa seyahatinde de ekrana gelenleri dikkatle izledim. Özellikle halkın arasındaki tavırları ilginçti. Cumhurbaşkanına yaklaşanları görünce dikkat kesiliyordu. Gerektiğinde araya elle kolunu sokup, engelliyordu. Bunları yaparken, tarzı değişikti. İnsanları itip kakmıyordu. Bir koruma ancak bu kadar kibar davranabilirdi.
İyi insan
Merak ettim ve onun bilebileceğini tahmin ettiğim Orhan Ayhan büyüğüme sordum. Tarif ettiğim an tanıdı; "Muhsin Köse." Sonra başladı anlatmaya; "Erdoğan'ın koruma müdürü. Çok da iyi insandır." Ben de karşılık verdim: "Zaten hareketlerinden belli oluyor."
Biz, Köse'ye gelinceye kadar ne yakın korumalar gördük. Tekme atanlar, çaktırmadan mideye çalışanlar. En yankı yaratanı ise Soma'daki olaydı. Hâlâ hatırlarda. Unutmak mümkün değil.