MasterChef'ten kim elenecek diye beklerken, klasik Acun Ilıcalı tezgâhına takılıyoruz. Reklam-tanıtımların ardı arkası kesilmiyor. Tahammül çok zor. İzleyiciye bu kadar saygısızlık! Kimin umurunda?
Tuğçe'nin elendiğini öğrenene kadar, bir basketbol maçı çeyreği kadar süre geçiyor. Sırf bu nedenle kanal değiştiren çok. Ertesi sabah birbirlerine soruyorlar "Kim elendi?" Yani bu sorumsuz anlayışa uykusuzluk dayanamıyor.
Böylesi uygulama sebebiyle geçenlerde az daha gol yiyordum. O Ses Türkiye'de -o da Acun'un programı- yeni Dodan adayının hangi jüri üyesini seçtiğini kaçırdım. Bir yakınıma sordum, "Hadise'yi seçmedi." dedi. Ben de ona güvenip yazdım. Bereket, yazı işleri masasından müdahale edildi: "Hadise'yi tercih etti." Yanlışım, böyle önlenebildi.
İnsanları canından bezdiren bitmez tükenmez reklamlara gelince bir felaket hâlini aldı. Lütfen, reklam verenlere dikkat edin. Yahu "Metro İstanbul"un reklama ihtiyacı mı var? Alternatifi yok ki. TV 8'e ve diğer yandaşlara verilirken, geride kalan birkaç kanala niçin verilmiyor? Bu mu sizin adaletiniz.
Ayrımcılık
Bir başka örnek daha vereceğim. Aynı kulvarın satmayan gazetelerine bile ilan yağdırılıyor. Vaz geçtik ulusal veya dinî bayramlardan. Normal günlerde de aynı durum var. Eğer bıraktık muhalif olmayı, ortadan dahi olsanız "kara liste"ye dâhilsiniz. Bunlara ayrılan "Brezilyalıların zafer işareti." Bilmeyenler için bu işaretin ne anlama geldiği konusunda biraz ayrıntı vereyim: