İsmail Saymaz'ın yüzüne söylediği gibi "Yavuz Bingöl sol kültürden gelme" biri. Son haftalarda içinde yetiştiği odaklar başta olmak üzere, hedefteki adam. Sesine bir şey söyleyemem. Dinlenir cinsten. Bana göre Bingöl sol kültürden de öteye yapıya sahipti. "Tunceli'deki iç savaşta -onun benzetmesi- şeklindeki sözlerini ve daha pek çok eylemci demecini" hatırlıyoruz.
Peki ne oldu da bu kadar keskin dönüş yaptı. Aniden "Kayı Boyu Türkü olduğunu" söyleyerek yeni rotasına girdi. Öyle bir hale geldi ki, Hande Fırat'ın "yandaş mısın" şeklindeki sorusuna rahat cevap verebiliyor; "Olur mu öyle şey. Benim gibi adama yandaş denir mi?". Yani soruya soruyla karşılık.
Yavuz Bingöl'ün tarzı ve tavrı da eskiye göre farklı. Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu'na ağır sözlerle yüklenebilecek cesareti oluştu. "Yayınladığımız bildiriyle aynen karşılık verdik" diye konuşabiliyor. Kendisi ve yandaşlarını "Atatürk'ün sofrasındaki şarkıcılarla eş tutuyor." Meral Akşener'e kestiği racon daha ukalaca; "Biz de ona selam vermeyiz". Hani bir laf vardır; "burnu fena kalkmış". Aynen öyle...
Destek kimden?
Peki Yavuz efendi bu gücü nerden almakta? O belli. Velinimeti ortada. Bu konuda sadece iki gelir kaynağını yazacağım. Biri dizilerde verilen rollerden aldığı paralar. İkincisi her hafta TRT Müzik'te yayınlanan programı. Bölüm başı ne aldığını merak ediyorum. Ona bu akarı kim veya kimlerin sağladığını bilmeyen kalmadı.
Yavuz Bingöl'ün, Gürkan Hacır'a "Müşterek değerimiz kalmadı" dedirten nedenlerden biri işte bu oluşum. Fesli Kadir'e bile "danışman ücreti" ödeyen TRT, bu tip uygulamaları tüm kanallarında yapmakta. Yukarıdan aşağıya sayın, sayabildiğiniz kadar. Yavuz Bingöl'den Yiğit Bulut'a. Kanal koordinatörleri içinde en mazlumu TRT Müzik'te. Kimlere program yaptıracağı liste halinde önüne konuyor. Merak eden varsa yayın akışına göz atabilir. Tamamı "turne ekibi"nden. Garibim Süleyman Bektaş ne yapabilir ki?