Yaşar Usluer'in durum analizi tüm ekran tartışmalarından daha gerçekçi. Çünkü hangi kanalı çevirseniz aynı yüzler. Gevrek gevrek zafer kahkahaları atıyorlar. Yeni hedefleri Ak Parti'deki yüzde 7'lik oy kaybının üstünü örtmek.
Diğer konuları ise, Muharrem İnce ile Kılıçdaroğlu'nu kapıştırıp, CHP'yi parçalamak. Durumdan bir "Olağanüstü Kurultay" çıkmayacağını bile bile gaz vermeyi sürdürüyorlar. Esas sorun olan ekonomide felakete gidişi konuşan yok.
Arada "Millet İttifakı bitti mi?" soruları soruluyor. Tam bu noktada Gürkan Hacır'ın esprisini hatırlıyorum; "Kuruldu mu ki?" Doğru tanımlama. Aslında bu ittifaka sahip çıkanlar meydanda. Meral Akşener'in Abdullah Gül organizasyonuna tek başına direnişini hatırlayan var mı? Kılıçdaroğlu'nun ikinci hamlesi HDP'yi aynı şemsiyenin altına alma çabasını engelleyen yine Akşener değil miydi?
Haksevmez
Arada NTV'nin Bugün Yarın'ındaki konuşmaları hatırlıyorum. "CHP'deki değişim" deniyor, sonunda bütün günahı İsmet İnönü'ye yüklüyorlar. Bunlara şaşırmıyorum. Ancak Oğuz Haksever'in öncü olmasına ağzım açık kalıyor. Haksever yazılıyor ama görüşleri hak sevmez. Bu arkadaş bana göre kendini sadece Makam Farkı'na yani müziğe motive etmeli. Şu lafa bakın; "İnönü dönemi, CHP'nin Atatürkçülüğünü hırpaladı".
Biz daha fazla sinirlenmeden en iyisi Yaşar Usluer'in analizine dönelim. Tabii biraz budayarak: