Belediyeler son yıllarda bir moda başlattı. Ramazan ayı geldi mi
coşuyorlar. Önceleri “Ramazan Coşkusu” deniliyordu. Sonra “Ramazan
Eğlencesi” denildi. Şimdi de “Ramazan Etkinlikleri” deniliyor.
“Etkinliklerde” neler var? Neler yok ki! Şarkı, türkü, caz, ilahi,
sohbet, talk show… Bu “etkinlikler” öncesinde iftariyelik de
dağıtılıyor. Yani anlayacağınız, yemek-içmek, eğlence bedava! Her
ne hikmetse bu “etkinliklerin” saati her yerde “teravih namazı”
saati ile çakışıyor. Böylece belediyeler bir nevi “paralel ramazan
etkinliği” sunuyor. Haydi seç bakalım, namaz mı, Ramazan etkinliği
mi?...
Gazetemizin “yazarlar buluşması iftarı” vesilesiyle İstanbul’a
gitmiştim. Orada belediyelerin yoğun “etkinlik” afişlerine baktım,
saatler teravih saati ile çakışıyor. Antep’e geldim, belediyelerin
etkinliklerine baktım, burada da namaz saati ile çakışıyor. Bu işte
acemilik, yanlışlık yok. “Taammüden” bir uygulama var. Yani planlı,
programlı. Vatandaşa şöyle deniliyor: Vatandaş, tercihini yap!
Camide 45 dakikalık namaz programı mı, yoksa bizim 1,5 saatlik
yemekli, eğlenceli programımız mı?..