Atalarımız ne güzel söylemiş; “Su uyur, düşman uyumaz!” demişler. Gerçekten düşman uyumuyor. Hem de asırlardan beri. Ama bizi pekâlâ uyutmuşlar. “Uyu, uyu, yat uyu!” demişler. Uyutmuşlar ve bütün yaptıklarını unutturmuşlar. Zamanla o korkunç çehreyi unutmuşuz, dostumuzu, düşmanımızı birbirine karıştırmışız.
Gün, uyuyacak zaman değil. Uyanık olmak, hem de gözü dört açmak zamanı. Şimdiki düşman eski düşmanlara da benzemiyor. Kalleşlikte çağ atlamış durumda. Düşman mert değil, nâmert. Doğrudan kendisi karşımıza çıkmıyor. Kuzu postuna bürünmüş, kurt gibi. Sözde “müttefik”, sözde “stratejik ortak”, ancak göz göre göre kuyumuzu kazıyor, işi kiralık kâtillere havale ediyor, düzinelerle terör örgütleri kuruyor, onlara tırlarla silah, çuvallarla para veriyor.