Seçimlere iki gün kala hepimiz sandıkların muhtemel sonucuna
odaklandık. Tek başına AK Parti iktidarı mı yoksa koalisyon mu?
Halbuki 1 Kasım seçimleri sonrasında nasıl bir hükümet kurulursa
kurulsun siyasi gündemin en kritik maddesi Suriye'nin geleceği
olacak.
İran ve Mısır'ın da Viyana'daki "Suriye'nin geleceği" toplantısına
davet edilmesiyle diplomasi hız kazanıyor. Buna eşzamanlı olarak
askeri cephe de hareketleniyor. ABD Savunma Bakanı Ashton Carter,
Irak ve Suriye'de DAİŞ'e yönelik saldırılarını artıracaklarını, ABD
askerlerinin de katılacağı olası bir kara operasyonunu da
değerlendirdiklerini belirtti.
Washington'da "Kürt güçler" ve ya "ılımlı muhalifler" arasında
görevlendirilecek küçük bir grup kara askeri konuşlandırma konusu
görüşülüyor. Bu kara gücünün tek amacı DAİŞ'e karşı savaşan
grupları cephede stratejik anlamda yönetmek olmasa gerek. ABD, aynı
zamanda PYD dahil yerel aktörlere verilen silah yardımlarının
kaderini de takip etmek istiyor. Zira Türkiye'nin PYD'ye verilen
silahlar konusundaki endişeleri üst seviyede.