Alman siyasetçiler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G-7 Zirvesi için Hamburg'da bulunacağı 6-7 Temmuz'da Türk vatandaşlarıyla toplantı yapmasına karşı. Dışişleri Bakanı Gabriel, Erdoğan'ın bu yöndeki talebinin "güvenlik ve Alman iç siyasetinin durumu" itibariyle kabul edilmediğini açıkladı.
Bu tavrın yeni olmadığını biliyoruz. Erdoğan'ın 31 Temmuz 2016'da Köln'de düzenlenen "darbeye karşı demokrasi" mitingine video konferans yoluyla katılması da engellenmişti. PKK ya da PYD yöneticilerini konuşturmakta beis görmeyen ve darbeci FETÖ mensuplarına "sığınak" olan Berlin'in bu tavrını NATO ya da AB ittifak ilişkileri bağlamında anlayabilmek mümkün değil.
"Güçlü ve müdahaleci" Alman devletinin "demokrasi ve ifade özgürlüğü" söylemini kendi milli çıkarları için nasıl eğip bükebildiğini çoktan öğrendik biz. Mesele sadece eylüldeki Alman seçimleri de değil. Tüm Avrupa medyasının ve siyasetçilerinin daha büyük bir sorunu var. O da halkını seferber edebilen lider olarak Erdoğan ile nasıl halleşebileceklerini bilememeleri.
Evet, özellikle, 15 Temmuz direnişinden sonra Türkiye'nin "bekası ve selameti" ile özdeşleşen Erdoğan ile nasıl bir yol tutacaklarını bilemiyorlar. Avrupalı siyasetçilerin 15 yıldır Türkiye'de iktidarda olan Erdoğan'ın siyaset yapmadığı bir Türkiye'yi arzuladıkları kimsenin meçhulü olmasa gerek.