AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerinden 317 milletvekili ile çıkması
üzerine başkanlık sistemi tartışması yeniden gündeme geldi. Önce
Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın soru üzerine bu konuda
referandumun milletin önüne getirilmesinin mümkün olduğunu
açıkladı.
Daha sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu partisinin mevcut siyasal
sistem krizinden çıkmak için "iyi tanımlanmış güçler ayrılığı
prensibine dayalı bir başkanlık sistemi" önerisinde bulunduğunu
belirtti. Bu tartışmanın zemininin de Yeni Anayasa girişimleriyle
oluşturulacağını söyledi. Geçtiğimiz çarşamba gecesi de
Cumhurbaşkanı Erdoğan şahısların tercihlerinin ötesinde başkanlık
sistemini tartışmanın kamuoyu açısından önemine işaret etti.
AK Parti'nin milletvekili sayısı konuyu referanduma götürmeye
yetmediğine göre muhalefetin nasıl yaklaştığı kritik konumda.
Muhalefet başkanlık sistemi tartışmasını negatif düzlemde ele
almayı tercih ediyor.
Tartışmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "şahsi" isteği hatta
"sivil-diktatörlük arayışı" olarak yorumlamayı seçiyor. Halbuki
tartışmanın nirengi noktası 2007 Anayasa değişikliği ile oluşan
anomalinin nasıl çözüleceği konusudur.
Mevcut siyasal sistemin krizlerinden çıkış yolu olarak "Türkiye'de
nasıl bir başkanlık sistemi olabilir?" sorusuna cevap
aramaktır.