7 Haziran genel seçimlerine iki ay kala Türkiye, çok boyutlu
anlamlar taşıyan bir terör saldırısı ile karşı karşıya. Berkin
Elvan davasını çözme konusunda en büyük gayreti gösteren Savcı
Mehmet Kiraz'ın şehit edilmesinin ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne
bombalı saldırı yapılmasının arkasında aşırı sol örgüt DHKP-C
bulunuyor.
Adliyede gösterilen güvenlik zaafı sonucu bu örgüt, Elvan'ı kendi
terör gayesine alet ederek bu elim cinayeti gerçekleştirdi.
Kuşkusuz, terör örgütleri saldırılarını kendi motivasyonları,
destek aldıkları çevreler ve taşeronluk yaptıkları mihraklar
açısından çok katmanlı bir düzlemde çalışırlar. Bu da sağlıklı
analizi zorlaştıran ve birbiriyle çelişen komploların aynı anda
kullanılabildiği bir durum oluşturmakta...
Çağlayan saldırısının analizinde göze çarpan ilk husus, taşeron bir
örgüt olarak DHKPC'nin Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak için son iki
yılda üstlendiği kritik roldür. Bu rolün taşları Gezi
vandalizminden Çağlayan saldırısına uzanan yolda döşenmiştir.
DHKP-C'nin yabancı istihbarat birimleri ile hem Avrupa'da hem
Ortadoğu'da işbirliği içine girebilen bir terör örgütü olduğu
biliniyor.