Türkiye'nin Suriye ve Irak'a asker gönderme tezkeresinin
uzatılmasına CHP'nin "hayır" demesi sıradan bir tercih değişimi ya
da ezber bozma değil. CHP, HDP'den gelen "yeni bir yürüyüşe başlama
konusunda tezkere ilk önemli imtihan" tehdidine boyun eğerek daha
önce "askerlerin güvenliği" için verdiği "evet" kararlarının
tersini yaptı. Böylece bu hayır ile CHP'nin "milli güvenlik
ve tehdit" algısı HDP'nin
anlayışı yönünde büyük bir değişim
geçirdi.
Göçmenler söz konusu olunca "sınır namustur" diyen parti, terör
örgütü PKK-YPG'yi tehdit olarak görmeyen noktaya geldi. Bu yeni
durum daha önce Kılıçdaroğlu'nun Zeytindalı Harekâtı sırasında
"YPG bize tehdit değil" ya da "Afrin'in
merkezine girmeyin" açıklamalarından daha ötede bir yerde.
CHP artık terörle mücadelenin PKK-YPG bağlamında ikircikli bir
politikayı terk etti.
AK Parti, MHP ve İP'in Suriye ve Irak'tan gelen tehditlerle ilgili
pozisyonunun karşısında ve HDP'nin yanında konumlandı. CHP'nin 14
sorusu ya da Kılıçdaroğlu'nun "TÜGVA'cı
komandolarla oğlunu gönder" polemikleri bu
pozisyon...