CIA Direktörü M. Pompeo dün Ankara'daydı. Salı gecesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Trump arasında gerçekleşen olumlu
telefon görüşmesinin hemen ardından.
İlk yurtdışı seyahatini Türkiye'ye yapan Pompeo'nun amacı iki
liderin ana çerçevesini konuştuğu konuların detaylarını müzakere
etmekti:
Deaş ile mücadelenin stratejisi, El Bab ve Rakka'da birlikte
operasyon yapılması, güvenli bölge oluşturulması ve YPG'nin
konumu.
Trump'ın Pentagon'a Deaş ile mücadele planı için 30 gün, güvenli
bölge planı için 90 gün verdiği esnada istihbarat direktörünü
Ankara'ya göndermesinin sıcak ve pratik boyutu anlaşılacaktır.
***
Kuşkusuz hem Erdoğan hem de Trump, Obama yönetiminin 2013'ten sonra
ikili "stratejik" ilişkilere verdiği zararı telafi etme
niyetinde.
Obama'nın YPG'ye bu zamana kadar verdiği destek ilişkilerin
tamirine "dikkatli bir iyimserlikle" yaklaşmayı gerektiriyor.
Menfaatlerin ve politikaların buluşturulması her düzeyde yoğun bir
müzakere- pazarlık sürecine dayanacak.
Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonu ile Azez- Cerablus- el Bab
bölgesini Deaş teröründen arındırması böylesi bir pazarlığın
yapılabilmesinin somut sebebidir.
TSK'nın Suriye sınırında 20 kilometreden öteye gitmesini istemeyen
ABD'nin görüşü saha gerçekleriyle değişmiş durumda.
Ve Ankara özel kuvvetlerin ortak harekât planlarıyla Trump
yönetimini geniş temelli bir işbirliğine ikna etmeye çalışıyor.
Bu sebeple ABD'nin Deaş ile mücadele stratejisinde Türkiye
faktörünün daha öne çıkması şaşırtıcı olmayacaktır.