PKK, Cizre'de "iç savaş" psikolojisi ile "özyönetim" kurma
denemesi içinde... İlçede hâkimiyeti elde tutamayacağını bilse de
direniyor. Zira başarısız olunsa bile, temel amaç Kobani efsanesini
Türkiye içinde Cizre örnekleriyle üretmek. Böylece, gençlerin
"milliyetçi" mücadelesine "destanlar ve semboller" eklemek.
PKK'nın "özgüvenine" dayanarak başlattığı şiddeti "mağduriyet"
hikâyeleri ile bezemek. Yine, bölge halkı ile devletin güvenlik
güçlerini karşı karşıya getirerek dünyaya "iç savaş" görüntüleri
vermek. Devlet ise PKK'nın KCK ve YDG-H'lileri silahlandırarak
"özerklik" ilan ettiği 3 kent ve 13 ilçede kamu güvenliğini tesis
etmeye çalışıyor. Buna müsaade edilmeyeceğini ve bu tür "özyönetim"
ilan edilen yerlerde polisin operasyonlarının devam edeceğini
Başbakan Davutoğlu net şekilde ortaya koydu: "Burası Suriye değil,
öyle kafasına göre herkes kanton falan ilan edemez."
PKK'nın şiddeti artırması ve Cizre türü denemeleri vatandaşın
zihnine "Kürtler ne istiyor?" sorusunu getiriyor. Hatta bu soru,
öfke ve bıkkınlıkla karışık "ne istiyorlarsa verelim defolup
gitsinler" tepkisine yol açıyor. Halbuki soru doğru sorulmuş bir
soru değil. Aslında iki sorumuz var. Birisi, "Kürtler ne istiyor?";
diğeri ise "Kürt milliyetçileri ne istiyor?"