TBMM'nin İsveç'in NATO üyeliğine onay vermesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kahire ziyareti ile yeni bir sayfa açması ve Avrupa füze kalkanı girişimine katılmamız "Türk dış politikasının ekseni", "stratejik otonomi" ve "normalleşme" politikası üzerine tartışmaları yeniden canlandırdı.
Yeniden diyorum, çünkü AK Parti'nin kesintisiz yirmi bir yıllık iktidarı boyunca uyguladığı dış politika Türkiye'nin dönüşümü açısından hep çok kritik oldu.
Bu sebeple de çok tartışıldı; kimi zaman "Batı ile uyum içinde model" olarak kimi zaman da "eksen kayması" olarak nitelendi.
Özellikle 2013 sonrası Türkiye'nin ABD ve AB ile gerilimleri, bazı Arap ülkeleri ile ilişkilerin bozulması ve 2016 sonrası Rusya ile iş birliğinin genişlemesi (S-400 alımı dahil) muhalefet tarafından "yalnızlık" ve "eksen kayması" söylemleri ile eleştirildi.
AK Parti iktidarının 2020'de başlattığı "dostları artırma politikası" da önceki açıklamalara referansla, en iyi tabirle, çaresizlikten yapılan "U dönüşleri" olarak değerlendirildi.
***