Ortadoğu'daki güç denklemlerini etkileyecek yeni bir gelişmeye
tanıklık ediyoruz.
Viyana Anlaşması ile İran "hiçbir şart altında nükleer silah
geliştirmeyeceğini" yazılı olarak kabul etti.
Bu anlaşma sayesinde İran'ın çok sayıdaki nükleer enerji tesisi
teke indirilirken nükleer enerji üretimi yavaşlatıldı ve "sıkı"
kontrol altına alındı.
Karşılığında ise ekonomik ve diplomatik ambargolar
kaldırılıyor.
Böylece İran, ekonomik büyümesini yüzde 7-8'lere çekecek bir atılım
fırsatı yakaladı.
Sadece 100 milyar dolarlık hesapların serbest bırakılacak olması ve
yatırım için uluslararası firmaların kapıda olması bile İran'ın
yaşayacağı ekonomik canlanma hakkında bir fikir veriyor.
İran tarafından büyük "zafer" olarak görülen anlaşmayı P5+1
ülkelerinin müzakerecileri de "tarihi" olarak nitelediler.
Böylece İran'ın uluslararası sisteme entegrasyonunu engelleyen en
büyük sorun çözülme yoluna girdi.
Obama yönetimi için de Küba açılımının peşinden İran'la varılan
nükleer uzlaşma "barışçıl" dış politikanın yeni bir başarısı...
Ortadoğu'da yeni bir büyük savaş ihtimalinin ortadan kaldırılması
ve "nükleer İran tehlikesinin" en azından uzun süre
ertelenmesi...
İsrail Başbakanı Netanyahu ise, beklendiği gibi anlaşmayı "tarihi
hata" olarak gördüğünü söylerken Körfez ülkeleri gergin bir
bekleyişte.
Zira bu anlaşmanın İran'a bölgede "yeni" girişimlerde bulunabilecek
geniş bir alan yarattığının farkındalar.