Bir buçuk yıl süren bir müzakere sürecinin sonucunda Türkiye ve
İsrail, ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda pazar günü
anlaşmaya vardı.
Bu noktaya varılması hiç kolay olmadı. 2009 "one minute" krizi ile
bozulan ilişkiler 31 Mayıs 2010'da Mavi Marmara gemisine
uluslararası sularda yapılan İsrail saldırısı ile kopmuştu.
Dün Başbakan Yıldırım'ın Ankara'da ve İsrail başbakanı
Netanyahu'nun Roma'da yaptığı eşzamanlı basın açıklamalarıyla
anlaşmaya varıldığı dünyaya duyuruldu.
Anlaşma bugün imzalanırken her iki ülkede de onay sürecinden
geçecek.
Normalleşme için Türkiye'nin üç şartı vardı:
Özür, tazminat ve Gazze ablukasının kaldırılması.
Netanyahu'nun Mart 2013'te özrüyle ilk şart karşılanmıştı.
Geriye kalan iki şarttan tazminat (20 milyon dolar) karşılanırken
ambargoda bir orta yol bulundu. Gazze'ye yönelik ambargo Türkiye
üzerinden "büyük ölçüde" hafifletildi.
Deniz ablukası da Aşdot Limanı kullanımıyla "esnetildi."
Türkiye'nin Gazze'ye elektrik santrali, hastane ve su arıtma tesisi
kurulması kabul edildi. Cenin'deki Eraz sanayi bölgesinin yapımına
hız verilmesi de mutabakatın içinde.
İki ülke arasındaki normalleşmenin hızlı bir yakınlaşmaya,
"müttefiklik" ilişkisine dönüşmesi beklenmemeli.
Gazze'ye yönelik ambargonun "hafifletilmesinin" nasıl bir yolda
yürüyeceğine bakmak gerekecek. Yine de her iki ülkenin reel
siyasi-ekonomik ihtiyaçları yüzünden anlaşmanın kalıcı olması
beklenebilir.