HP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, adaylık profilini yükseltmek için elinden gelen yapmakta kararlı. Son hamlesi olan başörtüsüne yasal güvence getirme önerisi siyaset borsasını hareketlendirdi. Helalleşme söyleminin yeterli olmadığının farkında olan Kılıçdaroğlu, bazı eski AK Partililerin cesaretlendirmesiyle dindar- muhafazakâr kesim nezdindeki CHP'nın rövanşist olma kaygısını teskin etmek çabasında. Ancak Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü hamlesi Cumhur İttifakı'nın elini güçlendirdi. Yeni bir düzenleme ve söylem alanı genişlemesine yaradı. 6'lı masadaki GP, SP ve DEVA'yı da rahatlamış olabilir. Ancak CHP cenahındaki gizli-açık başörtüsü karşıtları çok rahatsız. AK Parti'nin eline oynayan bu hamleden inanmadıkları bir düzenleme ile ne kazanılabileceğini sorgulamaya başladılar zaten. Dini özgürlükler AK Parti'nin en iyi siyaset yapabileceği ve samimiyetinin sorgulanamayacağı bir alan.
Kılıçdaroğlu'nun bu alanda Erdoğan'a karşı söylem üstünlüğü kurabilmesi mümkün değil. Yine, 6'lı masadaki eski AK Partililerin bu tür düzenleme ile kendilerini rahatlatmış olmalarının sorunlu bir yanı var. AK Parti'nin hak ve özgürlük mücadelesi ile zaten normalleştiği bir alanda CHP gibi başörtüsü karşıtlığının uzun süre bayraktarlığını yapan bir partinin hamlesini övgüyle karşılamak gibi bir zafiyet durumuna düştüler. Dindar-muhafazakâr kesimlerin Türkiye'yi dönüştürme ve dünyada bir üst lige çıkarma iddiasının karşısına CHP'nin güvencesi ile çıkma hayli savunmacı ve ikincil bir yaklaşım. Erdoğan'ın önerdiği anayasa değişikliğine CHP'nin ya da kendilerinin destek vermemeleri durumunda yine muhafazakâr seçmen nezdinde eleştiri odağı olacaklar.