Siyasete ideal için girilebilir ancak mümkün olanlarla yapılır. Son seçimler bir koalisyon hükümeti kurulmasını bir mecburiyet olarak ortaya koydu. Koalisyonlar dönemi erken bir seçimle yeni bir tek başına iktidarla sonuçlanacak "geçici bir dönem" mi olur yoksa daha uzun süreli ve kalıcı mı olur bunu önümüzdeki dönemde göreceğiz.
Bu yeni ortamın siyasetimize çeşitli alanlarda normalleşmeler katacağı da kesin. Daha şimdiden, seçimler öncesinde AK Parti karşıtlığında birleşen muhalefet partileri AK Parti'nin adayı İsmet Yılmaz'ın seçilmesi ile sonuçlanacak bir performans sergiledi. CHP'nin "yüzde 60 blok" oluşturma çabası, "otoriter tek başına AK Parti" söyleminin sağladığı tutkal çözüldüğü için anlamlı değil.
Muhalefet partilerinin kendi Türkiye vizyonlarını uzlaştırmaları AK Parti'yi eleştirmekte birleşmekten çok daha zor. AK Parti'nin neredeyse "şeytani tek aktör" olduğu algısına kendisini iyice kaptırmış muhalefet partilerinin kendi aktörlüklerinin "gücünü" keşfetmesi yaşadığımız en kritik normalleşmedir.
Yine AK Parti'nin bir muhasebe içine girmesi ve diğer siyasi aktörlerle arasına örülen duvarları kaldırmak için çaba sarf etmesi de başka bir olumlu gelişme.