Ne görüşmenin varlığı, ne verilen isim, ne de araba plakaları doğruydu. Kılıçdaroğlu, isteyerek ya da hatayla kabul ettiği bu yalanı tevil etmek zorunda kaldı.
"Erdoğan CHP'yi karıştırıyor dedim, görüşme oldu demedim" noktasına geldi.
Süreçte iki tepki çok kritikti. Onlar olmasaydı belki de bu iddia da sıradan kulis dedikodularından birisi olarak geçiştirilecekti.
İlki, Kılıçdaroğlu'nun iddiayı kendi akışına bırakmayıp "doğru" diyerek sahiplenme hatasıydı. İkincisi de Erdoğan'ın en üst söylemle rest çekerek Kılıçdaroğlu'nu boşa çıkarma maharetiydi.
CHP, bu kumpasın faturasını bildik pişkinlikle başkalarına çevirecek. Ancak olan oldu.