Yoğun ve çok parçalı bir seçim süreci yaşıyoruz.
Henüz kampanyalar süreklilik arz eden bir konuya odaklanmıyor.
Muhalefetin adaylarının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerine geçmek için
çabaladıkları malum ise de bu durum 16 Nisan referandumundaki gibi
bir kutuplaşma üretmedi.
İnce ve Akşener'in "parlamenter sisteme dönüş" vaadi tonu düşük bir
seyir arz ediyor. "Tek adam" söylemi etrafında sert bir polemik
yürütmüyorlar.
Belki de henüz demeliyim...
Son düzlükte, özellikle Erdoğan'ın dış politika gündeminden içeriye
yönelmesiyle kampanya temalarının hareketlenmesini
bekleyebiliriz.
Şimdi gözler partilerin milletvekili aday listelerine çevrildi.
Adayların profili, gidenler, gelenler ve listelerin parti içi dengelere etkileri yeni gündemimiz.
İnce'ye yakın milletvekillerinin CHP listesinde yer bulmaması yoğun tartışma konusu.
AK Parti ise bakanların büyük çoğunluğunu (başbakan dahil) aday listesine koyarak yeni dönemde Meclis'in önemini gösteren bir tercihte bulundu.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde Meclis'in iddia edildiği gibi etkisiz bir konumda olmayacağı gösterildi. Malum, ittifaklar sebebiyle 27. Dönem Meclisi'nde çok sayıda partinin temsil edilmesi söz konusu olacak.
Renkli ve hareketli olması beklenen Meclis'te eski bakanların varlığı hem uzmanlık hem de parlamento tecrübesi açısından AK Parti'nin elini güçlendirecek.
Bakanların adaylığına ek olarak mevcut 167 milletvekilinin yeniden aday yapılması da gruba hâkimiyet ve yasaların çıkarılmasının ne kadar önemsendiğini göstermekte. *** Siyasi hayatımızda bir "dönüm" noktası olduğunda birleşilen 24 Haziran seçim sürecine ilgi yüksek. Ancak yeni bir sisteme geçişi sağlayan iki seçimin bir arada oluşu sebebiyle seçmenin tercihlerini kestirebilmek zorlu bir uğraş.
Aslına bakarsanız, seçmen de bu seçimlerde yeni bir karar verme süreci işletecek.
Cumhurbaşkanı adaylarının, ittifakların, milletvekili aday listelerinin hep birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Aday listeleri de belli olduğuna göre seçmen tercihleri daha hızlı şekilde netleşecek.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde, belki İstanbul ve Ankara hariç, yerel siyasetin etkisi öne çıkacağından seçmenler partilerin adaylarının profiline odaklanacak.
Aslında ittifaklar sebebiyle Cumhur ve Millet ittifakına oy verecek seçmenler kendi ittifakları içindeki diğer partilerin adaylarını da değerlendirecek.
AK Parti ve MHP arasındaki Cumhur İttifakı 15 Temmuz'dan bugüne şekillenen bir ittifak olduğu için her iki parti tabanı için alışma süreci daha uzundu.
Yine de listelerden sonra ittifak içinde AK Parti ile MHP arasında oy kaymaları olup olmayacağını tespit etmek önümüzdeki günlerde yapılan anketlerle mümkün olacak.
Millet İttifakı ise daha yeni bir olgu ve bir mecburiyetin sonucu.
Artık oyların ittifakın büyük partisine (CHP) gideceği gerçeğini Saadet Partisi seçmeninin nasıl değerlendireceğini bilmiyoruz.
Seçimlere otuz iki gün kala cumhurbaşkanları ve milletvekilleri adayları netleşmiş oldu.
Ancak "dönüm noktası" niteliğindeki bu seçimde hâlâ iki seçimin bir arada olmasının, ittifakların ve ikinci tur ihtimalinin seçmen tercihlerini nasıl etkileyeceği bir muamma.
Cumhur İttifakı sistem değişikliğini ve Meclis'in önemini anlatmaya odaklanırken muhalefetin eleştiri dozunun artmasını bekleyebiliriz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aday Erdoğan olarak mitinglere ağırlık vereceği bir ayda bakalım kampanya gündemi nasıl bir şekil alacak.