Erken seçim teklifi dün Meclis'ten 386 oyla geçti. Ve böylece 64
günlük yoğun seçim gündemi başladı. Elbette her seçimin kritik
olduğu Türkiye'de, 24 Haziran seçimleri apayrı bir önemde.
Öncelikle cumhurbaşkanlığı sistemi tüm unsurlarıyla uygulamaya
girecek. Dahası, 2013 ile başlayan iki parçalı türbülans döneminin
nihayete erdiği seçimlere şahit olacağız.
Türkiye Mayıs 2013-Temmuz 2016 arası saldırı altındaydı. 15 Temmuz
gecesi türbülansın zirve noktasıydı. Temmuz 2016-Haziran 2018 arası
ise türbülansı üreten iç ve dış aktörlerle hesaplaşmanın yaşandığı
aktif bir dönem oldu.
FETÖ ve PKKYPG ile mücadeleden yeni sisteme geçiş kararına kadar birçok önemli adım atıldı. 24 Haziran sonrasında ise küresel-bölgesel türbülans devam edecekse de iç siyaset güçlü bir istikrara ve konsolidasyona ulaşma fırsatına sahip. Ancak seçimlere giderken partilerin ve aktörlerin çok bilinmeyenli bir süreç yaşayacağı da ortada. Seçime en hazırlıklı olan AK Parti için bile seçimlere ilişkin belirsizlikler bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumhur İttifakı'nın ortak adayı olmasına ve anketlerin rahatlıkla ilk turda ipi göğüsleyeceğini göstermesine rağmen "yeni ittifak" olgusunun milletvekili seçimlerine nasıl yansıyacağı kestirilemiyor.
AK Parti ve MHP tabanlarındaki milli- yerli uzlaşmanın oy
geçişliliğini artırması ihtimali konuşuluyor. Partilerin kurumsal
kimliğinin korunduğu ittifak ilk defa tecrübe edilecek. Sözgelimi
partisinin milletvekili adaylarını beğenmeyen AK Parti ya da MHP
seçmeni, cezalandırma saikiyle, ittifakın diğer partisinin
listesine oy verebilir. Bu hareketlilik ittifakın büyük ortağı AK
Parti'yi endişelendiriyor.