Türkiye ilk defa bir "tekrar seçim"e gidiyor. Yaklaşık 5 ay
sonunda AK Parti- Bağımsızlar- HDP seçim hükümeti ile... Her seçim
kendine has şartlara ve gündeme sahipse de muhtemelen kasımda
gerçekleşecek tekrar seçimin siyasi hayatımızda ayrı bir yeri
olacak.
Türkiye ile ilgili analiz yaparken "hafıza-i beşer nisyan ile
maluldür" sözünü çok ederiz.
Fakat bu sefer durum biraz farklı gibi. 7 Haziran seçimlerine
giderken yapılan tartışmalar, hâlâ zihinlerimizde capcanlı. Bu
yüzden partilerin kampanyaları iki seçimi birbirine bağlayan
temalardan oluşacak. Kaybolan siyasi istikrarın öneminden
bahsedilecek. Siyasi krizin sorumluluğunun kimde olduğu
tartışılacak. Terörle kimin mücadele edebileceği konu edilecek.
Liderler seçmenlerden üç dönemi tahayyül etmelerini şu üç soru
üzerinden isteyecek.
1- 7 Haziran'dan önce nasıldı, "ne demiştik?"
2- 7 Haziran'dan sonra "gerçekten ne oldu?"
3- Tekrar seçimden sonra "nasıl bir Türkiye" istiyorsunuz?
Elbette her parti bu sorulara farklı cevaplar verecek, farklı
argümanlar eşliğinde meramlarını anlatacaklar. MHP, terörü
kullanarak tam bir kriz söylemi ile sahada yer alacak. "Çözüm
süreci yüzünden AK Parti ve PKK'nın el ele ülkeyi 'iç savaş'a
sürüklediği" argümanını öne çıkaracak.