CHP liderlik kavgası ile uğraşırken AK Parti seçim sonrası
muhasebe sürecini yürütüyor. Dün, AK Parti İl Başkanları
Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim sonuçlarını
değerlendirmeye devam etti.
Erdoğan, yeni yönetim sistemine geçişin önemine, Cumhur İttifakı'nı
Meclis'te de sürdürme kararlılığına ve CHP-HDP yakınlaşmasının
tehlikeli gidişatına vurgu yaptı.
Dahası, partisinin haziran seçimlerindeki oy düşüşüne işaretle
nerede yanlış yapıldığının tespitinin ve düzeltmesinin yapılacağını
söyledi.
Ve böylece Mart 2019'daki yerel seçimlere gidileceğini
açıkladı.
Kendi tespitini de, sunulan araştırmalardan hareketle, kamuoyu ile
paylaştı.
Vatandaşın parti teşkilatından, belediye başkanlarından ve
milletvekillerinden "tevazu" beklediğini belirtti. Bu arada "gönül
belediyeciliği seferberliği" adlandırmasıyla da yerel seçimlere
hazırlık startını vermeyi ihmal etmedi.
Yine on altı yıllık iktidarın yükünü de hatırlamalıyız. Türk siyasi hayatında bu kadar uzun ve kesintisiz bir demokratik iktidar tecrübesi yok. Yıpranma doğal olduğuna göre sürekli yenilenme de kaçınılmaz.
Kaldı ki cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte yerel güçleniyor.
Yerel temsil, taleplerin karşılanma performansı ve hepsinden önemlisi "katılım" giderek önem kazanıyor. Yerel otoriteler mikro sorunları çözmede seçmene eskisinden daha sık ve nitelikli şekilde ulaşmak zorunda. Hatta mesele sadece hizmet kalitesi değil; tanınma, halk tabiriyle "adam yerine konulma" öne geçmiş durumda. *** Bu durum bir yönüyle AK Parti'nin başarısının sonucu, diğer yönüyle de imtihanı.
Ülkenin yaşam kalitesini yükselten yatırım, proje ve hizmetin yerini geniş ölçekli bir katılım talebi alıyor. Bu yüzden seçmenin "cezalandırma" eğilimini her parti ve elbette AK Parti ciddiyetle ele almak durumunda.
AK Parti'nin yerel temsilcilerinin "tevazu" eksikliğinden yorulan seçmen, kolaylıkla Cumhur İttifakı içindeki partilere kayabilir. Bu, 24 Haziran seçimlerinde AK Parti'nin en güçlü olduğu illerde bile MHP'ye kayma olarak yaşandı zaten. *** Biliyoruz ki, AK Parti kadroları (Refah döneminden başlayarak) 1994'ten beri belediyeleri yönetiyorlar. Ancak şimdilerde genel kanaat AK Parti belediyelerinin "hizmet ve halka ulaşma" heyecanını yitirmekte olduğu yönünde.
Erdoğan'ın karizmatik liderliğiyle yüksek oy almaya alışkın yerel siyasetçiler parti içi güç mücadelelerini "siyaset yapmak" zannetmekten vazgeçmeliler. Yeni sistemin mahiyeti itibariyle artık onları Erdoğan'a duyulan sevgi kurtaramaz.
İşte bu nedenle yerel seçimler öncesinde AK Parti yerelde farklı bir yenilenme rüzgârı estirmek zorunda. Erdoğan bunun adını "gönül belediyeciliği" koydu. Hizmet belediyeciliği ile klasik belediyeciliğin ötesine geçen AK Parti şimdi yerelde ciddi bir sınavla yüzleşiyor.
Yerel güçleniyor, yüksek beklenti ve güçlü katılım talepleri var. Yeni isimler ve etkili katılım mekanizmaları bulunmak durumunda...