Donald Trump'ın ABD başkanı seçilmesinin dünya siyasetine getirdiği fırtına kolay kolay dinmeyecek. Açıklamaları, kararları ve geri adımlarıyla Washington'ı "travma"ya soktuğu gibi bütün dünya başkentlerini de kaygılandırıyor. Aslında Trump, siyaset tarzıyla bildiğimiz Batı hâkimiyetindeki uluslararası sistemin krizini gözler önüne serdi. Bu sebeple dünyanın içine yuvarlandığı kaosu sadece Trump'ın "sarsak ve acemi" açıklamalarına fatura etmek insaflı olmaz. Ya da ABD milli menfaatlerini koruma hayali ile uluslararası anlaşmaları yeniden "müzakere" etme çabasına bağlamak tüm resmi açıklayıcı olmaz.
Kitabın ortasından konuşan haliyle ABD'nin küresel rolünü kendisi bizzat sorgulasa ve tüm dünyada da sorgulatsa da Trump, kendinden önceki ABD başkanlarından tevarüs ettiği sorunlarla, krizlerle uğraşıyor. Çin'in uzun vadeli tehdit olmasından Rusya'nın nasıl dengeleneceğine ve Ortadoğu'da ne yapılması gerektiğine kadar.