Türkiye'nin dış politikasını içeriden ideolojik gözlüklerle
okuyanlar gelişmeleri doğru analiz edemiyor.
Kimi zaman Batı medyasında Ankara'nın sert gücü kullanmasından
rahatsız olanlardan etkilenerek "maceracı, İslamcı,
Yeni Osmanlıcı" etiketlerini
kullanıyorlar. Bazen Türkiye'nin Libya, Dağlık Karabağ gibi aktif
hamlelerinden ürkerek "Ne işimiz var" söylemine
dönüyorlar. Kimi zaman da "emperyalistlerin
taşeronu" suçlamasına savruluyorlar.
Mısır, BAE ve Suudi Arabistan ile normalleşme çabaları için de
"U dönüşü" yaftası hazır.
Kuşkusuz muhalefetin en romantik replikleri CHP Genel Başkanı
Kılıçdaroğlu'na ait.
Kılıçdaroğlu hem "davul zurna ile
sığınmacıları" gönderiyor hem de bölge-komşu ülkelerle
görüşüp Ortadoğu'ya hemencecik "barış"
getiriyor. Bütün bu savrulmalar, iktidarı
suçlamaktan öte sorunlar üretiyor. Dünyadaki yeni güç dengelerini
ve etrafımızdaki bölgelerin değişen gerçekliklerini gözden...