Zeytin Dalı Harekâtı planlandığı gibi yürürken Türkiye'nin PKK-YPG ile mücadelesini "sonlandırmak" isteyen çevreler hareketleniyor. Batı başkentleri bir yandan Türkiye'nin sınırındaki güvenlik "kaygılarını" anladıklarını belirtiyorlar. Diğer yandan ise Ankara'nın ne Afrin'in merkezini ne de YPG kontrolündeki diğer kantonları ele geçirmesini istiyorlar. CENTCOM komutanlarının "Deaş ile mücadele aksıyor" ya da "YPG'yi desteklemeye devam edeceğiz" açıklamaları bu isteksizliğin tezahürü.
Bu arada geçen gün de Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Zeytin Dalı'nı sınırlandırmak isteyenler korosuna katıldı: "Eğer bu operasyon, Türk sınırındaki terör tehdidiyle mücadeleden, Suriye'yi işgal operasyonuna dönüşürse o zaman bizim için gerçek bir sorun teşkil edebilir." Yine, Batı medyasının harekâtı "Kürtlere karşı savaş" olarak tanımlaması da "Deaş'ı yenen Kürtlerin terk edilmesi" söylemi de söz konusu isteksizliğin diğer bir tezahürü. Ankara'nın, hedefinin Kürtler olmadığını, aksine kendisine muhalif Suriyeli Kürtleri tasfiye eden PKK-YPG olduğunu ısrarla belirtmesine rağmen sınırlı sayıdaki sivil ölümleri üzerinden duygusal bir kampanya yürütülüyor. Hem de YPG'nin Hatay'a attığı onlarca roketin yol açtığı sivil ölümleri göz ardı edilerek.. Batı başkentlerinin YPG'yi terör örgütü olarak görmeme ısrarının ve medyalarındaki "Kürt" romantizminin temel sebebi Türkiye'nin PKK-YPG ile mücadelesini sonlandırma çabasıdır. Hatta YPG (ve PKK) ile müzakere masasına oturtma arzusudur.