YENİ ÖĞRENDİM
Geçenlerde Ankara’daki haber
kaynaklarımdan biri aradı.
“Sana ilginç bir şey anlatacağım” dedi.
Sonra hemen ekledi; “Erdoğan’ın partisindeki
usulsüzlüklere ses çıkarmadığını söylüyorsunuz ya, işte bunu böyle
olmadığını anlatacağım.”
Güzel tabii. Madem
Erdoğan usulsüzlüklere göz
yummuyormuş, dinleyelim o zaman.
Haber kaynağım anlatmaya başladı; “Bir
belediye başkanı hakkında parasal ilişkilere girdiği konusunda
dedikodular gelmiş kulağına Erdoğan’ın. İsim büyük, yıllardır
belediye başkanı, herkes tanıyor. Öyle her dedikoduya kulak asılır
mı?”
Ankaralı saraya yakın tanıdığım “Erdoğan
partili olmayan yakınlarından birine bu belediye başkanı hakkında
sağlıklı bilgi getirmesini istemiş” diye devam etti.
Bu kişi kendi kaynaklarını kullanarak araştırmaya
girmiş. Kendi kendine demiş ki “çok akçalı işlere adının
karıştığı söyleniyorsa parası ya bankadadır ya da gayrimenkul
almıştır.”
O belediye başkanının görev yaptığı ildeki
Tapu Kadastro Müdürü arkadaşıymış. Aramış ve şöyle
demiş; “……’nin belediye başkanı olmadan önce kendisine, eş
ve çocuklarına, anne babası ve kardeşlerine ve eşinin anne baba ve
kardeşlerine ait kaç tapusu vardı, şimdi kaç tane var, bana
verebilir misin?”
Tapu müdürü zaten
arkadaş, ayrıca bunu isteyenin
Erdoğan’a çok yakın olduğunu da biliyor.
“Bir bakayım” demiş.
Bir süre sonra da önüne bir dosya koymuş.
Bunu bana aktaran Ankaralı haber kaynağım
“Bu dosyaya göre bu kişinin belediye başkanı olmadan önce
üzerine kayıtlı tek tapusu bile yok. Aile fertlerine ait birkaç
tane var ama şu eskiden bildiğimiz kooperatf daireleri
bunlar” dedikten sonra asıl soruyu
patlattı;
“Tahmin et belediye başkanlığı süresince sahip olduğu
tapuların sayısı kaç?”
Tabii soruş biçiminden
tapuların 3-5 ya da 10-15
olmadığını anladım. Yine de tedbiri elden
bırakmayarak “100 mü?” diye sordum.
“Çık” dedi. “250” dedim. Olmadı.
“500” dedim yine olmadı. Bu kez “Bin
olacak hali yok ya” diye biraz da sinirlendim.
“Daha da çık” deyince dayanamadım “5 bin
de bari” dedim.
Haber kaynağım “Yok, o kadar değil” dedi ve
“2000’i biraz geçen sayıda tapu kaydı olduğu ortaya
çıkmış” diye devam etti.
“Tamam da” dedim “Bu bilgiyi Erdoğan’a
aktarmış mı?”
Elbette aktarmış, ki
zaten haber kaynağım olayı bana bunun için
anlatıyor.
“Tayyip Bey ne yapmış?”
Kaynağım cevapladı;
“Ne yapacak, anında görevden aldı.”
Dedim
ki “Bunu bana Tayyip Bey usulsüzlük yapanın gözünün yaşına
bakmıyor demek için anlattın değil mi?”
Kaynağım
“Evet” dedi “Biraz da iyi şey yazasın
istedim AKP hakkında.”
Ne diyeyim. Elbette iyi
şey yazmak isterim ama. Duruma bakar
mısınız, bir belediye başkanı ve yakınları 2 binin
üzerinde tapuya sahip oluyor. Ülkenin bir
numaralı yöneticisi bunda bir gariplik
seziyor ve belediye başkanını görevden alıyor.
Peki bunlar hakkıyla mı alınmış,
usulsüzlük mü yapılmış, yolsuzluk
mu olmuş. Bunların hiçbirin anlamı yok demek ki
Erdoğan için. O cezasını kendi kesmiş.
Adalete ne gerek var ki. Parti başkanının
adaletinden daha önemli ne olabilir, öyle değil
mi?
MERAK ETTİĞİM ŞEYLER