DEDİKODU
İki gün sonra Türkiye’nin en büyük davalarından
birinde muhtemelen karar açıklanacak.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen
“28 Şubat” davasında savcı yargılanan
103 sanıktan 60’ı hakkında
ağırlaştırılmış müebbet, 39’u için ise hakkında
beraat istemişti.
Mahkeme cuma günü saat 14.00’te yapılacak
105’inci oturumunda kararını açıklayacak.
Daha önce de bazı bilgiler aktarmış olan saraya yakın bir kaynağım
aradı hafta içinde.
“Oda TV’de Müyesser Yıldız’ın yazısını okudun mu?”
diye sordu.
“Hepsini okuyorum da, hangisini kastediyorsun”
dedim.
28 Şubat davası ile ilgili olanı
kastediyormuş.
Yıldız davanın son duruşmasına sıranın geldiğini
buradan 60 ağırlaştırılmış müebbet çıkabileceğini
yazmıştı.
Yazının iki noktası hem önemli hem de çok
ilginçti. Çünkü Müyesser Yıldız bu davanın
bitmesiyle birlikte “28 Şubat’ın medya ve iş dünyası
ayağına sıra geleceğini” belirtiyordu.
Yıldız, ayrıca karar gününün 13
Nisan olarak belirlenmesinin de “üstü
kapalı” bir anlamı olduğunu vurguluyordu.
13 Nisan yakın tarihimizdeki “31 Mart
vakasının” başladığı gün.
Ankaralı kaynağım “İki tespit de çok doğru” dedi.
“Böylelikle 31 Mart’tan sonraki ağır yenilginin de intikamı
alınıyor bir anlamda” diye de ekledi.
Saraya yakın kaynağım “Mahkemenin çok sayıda eski generale
ağırlaştırılmış müebbet verme eğilimi var” dedikten sonra
“zaten kendilerinden beklenen de bu, dava özellikle fazla
sansasyon yaratmadan yürütüldü, asıl gürültü sonunda
koparılacak” diye ekledi.
Mantığı şuymuş; 28 Şubat dinci
çevrelerin en çok konuştuğu ve intikamının mutlaka
alınması gerektiğine inandıkları konu.
Ancak 28 Şubat’ı sadece
askerlerin yapmadığına, medya, iş dünyası
ve bürokrasi ayağının mutlaka hesap vermesi gerektiğine de
inanıyorlar.
Askerlerin yargılandığı davadan çok ağır
cezaların çıkması sonucu başlatılacak kampanya ile “Ne
yani bütün suçlular bu generaller mi, o günlerin gazete
manşetlerini, iş dünyasının brifinglere koşturmalarını unutmadık.
Sadece askerlere ağır ceza verilmesi vicdanlarımızı da rahatsız
eder. Suçu olan herkes ortaya çıkarılsın” denilecekmiş.
Ankaralı kaynağım “hedefteki kişileri az çok tahmin
edersin” dedikten sonra ekledi “Bazı çevrelere
göre Doğan medyasının satılmasıyla Aydın Doğan’ın bu davadan
kendini kurtaracak. Oysa benim izlenimlerine göre durum tam tersi.
Aydın Bey medyası elindeyken iyi kötü kendini koruyabilecek
konumdaydı, şimdi çırılçıplak kaldı” dedi.
“Peki” diye sordum “Satış yaptırılırken Aydın
Doğan’a bu güvence verilmedi mi?”
Ankaralı kaynağım güldü ve şunu söyledi; “Bu iktidarın
güvencesi mi olur. Ama sanıyorum Aydın Bey de bunu biliyordur. Bir
süre dinlenme bahanesiyle yurtdışına çıkar artık.”
Kaynağım son olarak da “Bak” diye konuştu
“Şu sıralar Doğan Grubu’nun başına geçmek için çırpınan bir
yazar var. 28 Şubat’tan sıyrılmak için sarayı bile tiksindiren
yalakalıklar yapıyor. Bana göre o da yırtamaz.”
BUNU YAZMAK GEREK