AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “İşin ucu Kılıçdaroğlu’na da gidebilir haaa” açıklamasından sonra başlayan “Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nu hapse mi attıracak?” tartışmasına AKP “yazılı açıklama” ile katıldı.
AKP Parti Sözcüsü Mahir Ünal tarafından yapılan yazılı açıklamada “Bizler haksız tutuklanmalar ve gözaltılarla mücadele ederek iktidar olmuş ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için sessiz devrimler gerçekleştirmiş bir siyasi hareket olarak, kimsenin haksız tutuklanması ya da gözaltına alınmasından yana olamayız” dendi ancak ardından yazılanlar sanki savcıların hizmetine sunulmuş “hazır iddianame” gibi.
Maddeler halinde Kılıçdaroğlu’na sorular sorulan yazılı açıklamada CHP, Genel Başkanı ve parti yönetimi FETÖ ile birlikte hareket etmekle suçlanıyor. Herhangi bir savcı bu yazılı metni aynen iddianame haline getirebilir ki belki de asıl amaç budur.
Mahir Ünal adına yapılan yazılı açıklamada şu maddeler var;
1) Sayın Kılıçdaroğlu; MİT TIR’ları ihanet suçunda FETÖ’nün yargı, emniyet, asker ve medya içindeki unsurlarıyla aynı argümanları ve söylemi hâlâ neden kullanmaktadır?
a) FETÖ de “TIR’lar silah götürüyordu” diyor, Sayın Kılıçdaroğlu da aynısını söylüyor.
b) FETÖ de “Uluslararası mahkemelerde yargılanacaklar” diyor, Sayın Kılıçdaroğlu da aynısını söylüyor.
c) FETÖ de “Yurtdışına kaçacaklar, gelip yargılanacaklar” diyordu, Sayın Kılıçdaroğlu da aynısını söylüyordu.
d) FETÖ de “Türkiye güvenlik açısından riskli ülke” diyor, Sayın Kılıçdaroğlu da aynısını söylüyor.
e) FETÖ de “Kontrollü darbe diyor”, Sayın Kılıçdaroğlu da aynısını söylüyor.
2) Sayın Kılıçdaroğlu “Bu görüntüleri ben de seyrettim” diyor. Görüntüleri size kim getirdi? Görüntüleri nerede, ne zaman, kimlerle izlediniz? Görüntüleri yalnız mı yoksa başkalarıyla mı izlediniz? İzlerken yanınızda kimler vardı?
3) Bu görüntüleri Can Dündar’a Enis Berberoğlu’nun verdiği mahkeme kararlarında var. Peki Berberoğlu bu görüntüleri nereden, ne zaman, nasıl temin etti?