MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
İktidar Avrupa'ya çok öfkeli.
Erdoğan her gün Avrupa ülkelerine ayar veriyor, en ağır sözlerle eleştiriyor.
Tabii bazen dozu kaçıyor. “Bana bak” diyor örneğin. İyi de karşısında bir kişi yok ki, 20'den fazla ülke var. Hangisi bakacak?
Espri bir yana Avrupa'ya neden kızıyoruz?
Öncelikle birliğe kesin girişimizi sağlayacak müzakerelerde aksamalar var, Avrupa sürekli oyalıyor bizi.
Serbest dolaşım için söz vermişlerdi, bunu bir türlü hayata geçirmiyorlar.
Mültecilerle ilgili anlaşmanın gereğini yerine getirmiyorlar, istediğimiz parayı “nakit” olarak vermiyorlar.
Teröre destek oluyorlar, PKK'ya kol kanat geriyor, silah veriyor, Avrupa başkentlerinde çadır açmalarına göz yumuyorlar.
Avrupa Birliği ise bunlara farklı yaklaşıyor ve Türkiye'ye çeşitli alanlarda uyarılar yapıyor.
Örneğin Türkiye'de hukukun askıya alınmış olduğunu ileri sürerek medyaya yönelik baskıları, tutuklamaları milletvekillerinin hapse atılmalarını eleştiriyor, terörle mücadele yasasının muhalefete karşı bir baskı aracı olarak kullanıldığını söylüyorlar.
İktidar bunların hiçbirini kabul etmiyor. Tam tersine Türkiye'de medyanın görülmemiş ölçüde özgür olduğunu, hapse girenlerin terör suçu işlediklerini, milletvekillerinin teröre destek olduklarını, bunun dünyanın her yerinde suç olduğunu belirtiyor.
Hepsi tamam. İyi de ne olursa ilişkilerimiz yeniden rayına oturmasa bile yumuşayacak?
İsteklerimizden hangisini veya hangilerini yerine getirirlerse biz de biraz sakinleşeceğiz.
Örneğin yılbaşından itibaren serbest dolaşım hakkı tanınması bizi kesecek mi?
Ya da “Alın 3 milyar Euro'yu nakit olarak veriyoruz” derlerse bundan tatmin olarak “eyyy Avrupa” söylemini kesecek miyiz?