Can Ataklı Sözcü Gazetesi

Aynen Muharrem İnce gibi sorayım; “Benim iftarıma da koşacak mısınız?”

KAFAMI BOZAN ŞEYLERArtık ramazan akşamlarının değişmezlerinden biri, Erdoğan’ın iftar konuşmaları. Genellikle sarayda veriliyor iftarlar. Son...

04 Haziran 2018 | 69 okunma

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Artık ramazan akşamlarının değişmezlerinden biri, Erdoğan’ın iftar konuşmaları.
Genellikle sarayda veriliyor iftarlar.
Son derece lüks ve ihtişam görüntüleri canlı yayınlarla tüm ülkeye dağılıyor.
Geçenlerde bir akşam Erdoğan yine en yüksek tondaki sesiyle bağırarak seçim propagandası yapıyor.
Karşısındakiler de “huşu içinde” kendisini dinliyor.
Aralarda “omzu kalabalık” üniformalı kişiler görünce merak ettim “bu iftar kime veriliyor?” diye.
Meğer bu iftar devlet protokolüne veriliyormuş.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, bazı üst düzey bürokratlar ve Genelkurmay Başkanı ile Kuvvet Komutanları iftarın davetlileriymiş.
Önce şaşırdım sonra gerçekten öfkelendim.
Devletin en üst yargısı, askeri, bürokrasi bir parti başkanının iftarında ne arar?
Hangi hak ve görevle böyle bir iftara katılabilir?
Sorarsanız “Biz cumhurbaşkanının davetine katıldık” diyebilirler.
Ama kaba tabirle “yemezler, öyle şey olmaz” diyorum.
Eğer cumhurbaşkanının iftar davetiyse o makamı işgal eden kişi nasıl olur da kürsüye geçip tüm televizyonların canlı yayınladığı AKP propagandası yapar?
Bu milletin en üst görevlere layık gördüğü o kişiler nasıl olur da hiç utanmadan, sıkılmadan bir cumhurbaşkanı adayına tüm kamuoyu önünde destek fotoğrafı verir?
Devlet protokolünün bu kadar hoyratça kullanılabilmesine Yüksek Seçim Kurulu’nun “sarayın verdiği talimatla” Cumhurbaşkanlığı makamını seçim yasakları dışında tutması neden oluyor.
Cumhurbaşkanı makamını işgal eden kişi hem AKP Başkanı hem de cumhurbaşkanı adayı. Ama YSK Erdoğan’ı aday olarak değil cumhurbaşkanı olarak tanımlıyor. Böyle olunca da her türlü faaliyeti de seçim yasağı kapsamı dışına çıkıyor. Böylelikle diğer devlet kurumları cumhurbaşkanının her hangi bir faaliyetine katıldıklarında fiilen bu yasağın dışına çıkmış oluyor.
Sonra da milletin gözünün içine baka baka hepimizi aptal yerine koyup “Erdoğan’ın davetine gitmedim ki, devletin resmi iftarına katıldım” diyebiliyorlar.
Oysa hepsi de bal gibi biliyor ki, devlet iftarında değil AKP adayının devlet gücüyle hazırlanmış propaganda davetindeler.
Şimdi Muharrem İnce’nin kendisine tuhaf sorular soran gazeteciye söylediği gibi ben de o anlı şanlı anayasal kurumların başkan ve yöneticilerine şunu sormak istiyorum;
“AKP adayının iftar davetine katıldığınız gibi benim vereceğim iftara veya  İyi Parti adayının, SP, HDP veya Vatan Partisi adayının iftar davetlerine katılacak mısınız?”

BUNU YAZMAK GEREK

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.206 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.025 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.219 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.163 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.700 Okunma