ANALİZ
İktidar partisinde tuhaf bir sessizlik var. Sadece Genel Başkan Erdoğan konuşuyor. Günlerdir ne hükümetten ne milletvekillerinden ne de partinin yöneticilerinden bir ses çıkmıyor.
Hele hükümet açısından bakarsanız işler sanki durmuş gibi.
Erdoğan her gün konuşuyor, her gün yepyeni gündemler oluşturuyor, rakiplerine çok ağır sözler söylüyor. Ama en önemlisi partisi için yaptığı açıklamalar. “Metal yorgunluğu” ile başladı işe Erdoğan. Daha sonra “defoluların” partide kalamayacağını söyledi. Parti içindeki bütün FETÖ’cülerin ayıklanması gerektiğini açıkladı bununla da yetinmedi “FETÖ ile bağlantılı olarak bildiklerinizi yöneticilere haber verin, gereği yapılsın” dedi. Bundan sonra partide yolsuzluğa karışmış kimse istemediğini de bildiren Erdoğan’ın son eylemi ise bundan böyle parti yönetiminde olanların eş ve akrabalarının devletle iş yapamayacağı, devlette çalışamayacağı, ihale alamayacağının parti ilkesi haline getirilmesi.
Erdoğan dışa dönük söyleminde ise gerginliği giderek artırıyor. Karşısındaki coşmuş kalabalıklara “yeni 15 Temmuz’lara hatta yeni Çanakkalelere hazır olup olmadıklarını” soruyor. Sanki bir iç veya dış savaşa hazırlanıyoruz gibi bir hava doğmuş olmuyor mu?
Dünkü yazımda Erdoğan’ın bu söylemine dikkat çekerek “Bu bir baskın seçim hazırlığı olabilir” demiştim. Şimdi bu tahminim zihnimde daha da netleşiyor. Erdoğan bir baskın seçime hazırlanıyor değil bir baskın seçime mahküm hale geliyor bana göre adeta.
Dünkü gazetelerde bazı yazarlar Erdoğan’ın bırakın baskın seçimi, 2018’de bir erken seçime bile gitmeyeceğini tahmin ettiklerini belirterek “Önümüzdeki baharda AKP Kongresi var, o güne kadar örgütte temizlik yapılacak yeni ve genç ekipler göreve gelecek, bunlar olmadan seçim olmaz” diye yazıyorlardı.
Acaba? Şu anda çok sessiz olan AKP’de tasfiyeler gündeme geldiğinde herkes sessizce boyun eğecek mi? Tasfiye edilen ya da edileceğini anlayan kendini “defolu, FETÖ’cü, yolsuzluğa, hırsızlığa adı karışmış” damgası yemiş gibi görecek ve siyasetin de doğası gereği “isyan bayrağı” açacaktır.
Yine tasfiye endişesine kapılan milletvekillerinden bazılarının parti değiştirmeye kalkma, yeni kurulacak parti ya da partilere geçme ihtimalini de göz ardı edemez kimse.
Nitekim Erdoğan’a yakın yazarlar partide yenileşmenin çok zor olabileceğini, genel başkanın çeşitli ihanetlerle karşılaşmasının kaçınılmaz olduğunu yazmaya başladılar bile.
Gelecek yıla yayılacak bir tasfiye hareketi yerine hem kamuoyunu hem de “başlarına geleceği anlayıp harekete geçecek” AKP milletvekillerini paralize edecek bir baskın seçim kararı alınması bana göre sürpriz olmaz.
Erdoğan muhtemelen baskın seçimde tasfiye edeceği kesime “Milletvekili olmayacaksınız ama her türlü soruşturmadan da kurtulacaksınız” vaadinde bulunabilir ve bu kişilerin baskın seçim öncesi başka partilere geçme veya AKP aleyhine çalışma ihtimalini de en aza indirebilir.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER