KOMİK
Başbakan Binali Yıldırım göreve ilk getirildiğinde fıkra
anlatarak işe koyulmuştu. Pek de komik olmayan Karadeniz fıkrasına
çevredekiler mecburen gülmüştü. Ondan sonra “Başbakan çok sevimli,
ayrıca esprili, çok da babacan” türü yakıştırmalar hızla
yayıldı.
Ne yalan söyleyeyim Binali Yıldırım zaman zaman bana da çok
sempatik geliyor. En azından göreve atandığının bilincinde, kendi
başına işler yapmaya kalkmıyor, sıkıştığında da işi espriye
vuruyor.
Ama devlet böyle yönetilmiyor işte. Son bir yılda atanmış
başbakanın haberi olmadan neler yapıldığını biliyoruz. En azından
darbe gecesinden haberi bile yoktu. Kendisine bağlı MİT’in
başındaki adam darbeyi öğrendiğinde, Başbakanı aramak zorunda
olmasına rağmen nedense soluğu Genelkurmay’da almıştı. Başbakan ise
habersiz yurt gezisindeydi.
Hani saraydaki ikide bir “Kılıçdaroğlu o gece havalimanından kaçtı”
diye bağırıp çağırıyor ya, kendi başbakanı Kastamonu’da bir tünelin
içindeydi. Kılıçdaroğlu uçaktan indiğinde karşısında bir anda
tankları görmüştü, tıpkı aynı uçaktaki AKP’nin önde gelen ismi
Hayati Yazıcı gibi.
Saray ne Yazıcı’nın ne de diğer bakanların o gece ne yaptıklarını
pek sorgulamıyor, tank üzerine çıkan bakan aramıyor da varsa yoksa
Kılıçdaroğlu diyor.
Neyse o ayrı konu tabii, dönelim tekrar Başbakan’a.
Bazen bakıyorum da gerçekten ne ülkede ne dünyada olup bitenleri
bilmiyormuş gibi görünüyor bana. Bunu kendi sözlerinden anlamak da
mümkün.
Örneğin geçen cuma günü, yine bir cuma namazı sonrası demeç verdi
Binali Yıldırım. Dedi ki “Bu yürüyüş artık kabak tadı verdi,
bitirsinler artık.”
Tabii önce internet sitelerindeki başlığı okuduğum için “Herhalde
bu anlamda söylememiştir” diye düşünerek hemen metnin tamamını
okudum.
Hayır tam da başlıktaki gibi konuşmuştu. İyi de yürüyüşün pazar
günü biteceği başladığı günden bu yana biliniyor. Artık yandaş
kanallar bile “pazar günü bitiyor” diye başlıklarla duyuruyor
haberi.
O halde bitime iki gün kala “Bitirsinler artık” demenin mantıklı
bir izahı var mı?
Ayrıca kabak tadı, bıkmadan usanmadan aynı şeyin yapılmasına
yönelik bir sözdür. Örneğin Kemal Kılıçdaroğlu her gün gidip
Kızılay’da bir sandalyeye oturup gece yarısına kadar bekliyor olsa
ve arkasında da hiçbir destek bulunmasa o zaman “kabak tadı verdi
bırak artık bu eylemi” demek akıllıca olabilir.
Ama bu bir yürüyüş ve hedefi var. Her gün aynı şey tekrarlanmıyor.
Adım adım hedefe gidiliyor.
Başbakanın sözleri anladığım kadarıyla AKP’nin Adalet Yürüyüşü
karşısındaki paniğinin ve çaresizliğinin bir sonucu.
Yürüyüşü eleştirmek için “Nereden çıkarıyorsunuz adalet olmadığını”
diyemedikleri için işte böyle mantık dışı sözlerle “sözde”
eleştirmiş oluyorlar galiba.
Bence danışmanları bugün Yıldırım’a “Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünün
bittiği” haberini versinler. Ama bakarsınız o zaman da “Bakın ben
istedim bitirdiler”
der mi der.
BUNU YAZMAK GEREK